Davalının imzası bulunan genel kredi sözleşmesindeki, tarih ve azami kefalet limitine ilişkin yazıların davalı eli ürünü olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu raporu alındığından, kefalet koşullarının kümülatif olarak gerçekleşmediği anlaşılmakta, böylece dava konusu .................. tarihli genel kredi sözleşmesine verilen kefaletin geçersiz olduğu kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı vekilinin, dava dilekçesi ile icra takibine itiraz eden davalının itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ettiği, kararın gerekçe bölümünde davalı idarenin davacı yükleniciden talep edebileceği tutarın ................ TL olduğu belirtilmiş olmasına rağmen, hüküm kısmında kendi içerisinde çelişki oluşturacak şekilde hem davanın kısmen kabulüne hem de davalının icra takip dosyasına yaptığı vaki itirazın iptali denilerek tüm borca itirazın kaldırılması anlamına gelecek şekilde davalının .............. İcra Müdürlüğünün .................... esas sayılı takip dosyasına yaptığı vaki itirazın iptali ile takibin .................. TL üzerinden devamına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bölge Adliye Mahkemelerinin miktar veya değeri 40.000,00 TL'yi geçmeyen davalara ilişkin verdiği kararlar aleyhine temyiz yoluna başvurulamayacağı, bu miktarın HMK'nın Ek 1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm tarihi olan 2020 yılı itibariyle 72.070,00 TL olduğu- İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, sözleşmenin tarafı olan ............. Belediyesinin tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Yasanın ilgili hükümleri gereğince 30.03.2014 tarihi itibariyle son bulması sebebiyle sözleşmenin de bu tarih itibariyle geçersiz hale geldiği gerekçesiyle davacının ancak 30.03.2014 tarihine kadar yapılması gereken ödemeleri talep edebileceği sonucuna ulaşılmış ise de, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlüğü altında olan davalı açısından bağlayacağı olan sözleşme hükmüyle, .............Belediyesinin tüzel kişiliğinin son bulması halinde dahi sözleşmeyle kararlaştırılan ödemenin yapılmaya devam edileceği kararlaştırıldığından aksi yöndeki gerekçenin isabetli olmadığı-
Bir hukuk davasının kayıt kabul davasına dönüşmesinin, davalının iflas etmesine ve iflas idaresinin de davaya konu alacağı iflas masasına kabul etmemesine bağlı olduğu, ikinci alacaklılar toplantısında, alacak iflas masasına kesin olarak kayıt ve kabul edilmiş ise dava konusuz kalacak, alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edileceği-
Bilirkişi tarafından, son ödeme tarihindeki ana para borcuna, hesap kat ihtarname tarihine kadar uygulanması gereken akdi faiz ve BSMV miktarı ana para borcuna kapitalize edilerek ihtarname tarihindeki toplam ana para borcu hesaplanmış ise de, kapitalize edilen toplam alacak miktarı üzerinden hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar olan dönem için işlemiş akdi faiz hesaplaması yapılması gerekirken kapitalize edilmeyen son ödeme tarihindeki ana para faiz borcu üzerinden işlemiş faiz hesaplaması yapılmasının doğru olmadığı, mahkemece bu hususta bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şirketin ticari ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri, Şirket e-posta hesabından kendi şahsi e-posta hesaplarına gönderip bu bilgileri ifşa ederek rakip firma ile paylaştığı ve bu şekilde ticari sır ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin açıklanması suçunu işlediği- Ceza dosyasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkumiyet hükmü oluşturmasa da tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı işçinin, sözleşmenin devamı sırasında sır saklama yükümlülüğüne aykırı davrandığının hususu sabit olup taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen ve somut olayın özelliğine göre koşulları oluşan cezai şart talebinin kabulü gerektiği-
Taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi- Cezai şart- KDV alacağı ve faiz- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmasının isabetsiz olduğu-
Dava, devre tatil sözleşmesinin kullandırılmaması nedeniyle sözleşmenin feshi ile bedel iadesi talebi için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemi- Davacının geçerli devre tatil sözleşmesi gereğince kullanım hakkı olan tesisten haklı neden olmaksızın yararlandırılıp yararlandırılmadığı araştırılarak sözleşmenin feshinin koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilip sözleşmenin haklı nedenle feshi halinde bakiye kalan döneme isabet eden bedelin iadesinin istenebileceği gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Otoyoldan ihlalli geçişi halinde, bildirim koşulunun yer almadığı ve yaptırıma neden olan eylemin ihlali geçiş anında tamamlandığı- Davalının maliki olduğu aracın davacının işletmekte olduğu otoyoldan ihlali geçişi nedeniyle geçiş ücreti ve ceza bedelinin tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin davada, yargılama sırasında yürürlükte olan mevzuat gereği ceza için mevzuatta bildirim koşul yer almadığından tüketicinin geçiş ücreti ile 4 katı tutarında para cezası yönünden sorumlu olduğu-
İnternet aboneliği ile verilen hizmet bedelinin ödenmemesi sebebiyle başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada bir yıllık hak düşürücü sürenin, borçlu tarafından verilen itiraz dilekçesinin alacaklı vekiline tebliğ edilmesiyle başlayacağı- Covid-19 salgını sebebiyle yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla hazırlanan Kanun gereğince hak düşürücü sürenin durduğu gözetilerek değerlendirilme yapılması gerektiği-