Taşkın kullanma belirlendiği takdirde takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa karar verilmesi gerektiği-
Davacının, davalının evinin pencerelerinin kapatılması istemi yönünden davacı tarafından usulüne uygun olarak açılmış bir dava olmadığı gibi, ön inceleme duruşmasında davalıya ait evde pencerelerin kapatılması talebinin davalı tarafından kabul edilmediği; talebin genişletilmesine davalının muvafakatı olmadığı halde kabul kararı verilmesinin yanlış olduğu-
Mahkemece, mahallinde yapılan keşif sırasında davalılardan B.Ç.'nin bacayı dava açıldıktan sonra yükselttiğini beyan ettiği; makina ve inşaat mühendisi bilirkişiler statik bakımdan bacanın bir zarara neden olmayacağını, çevre mühendisinin de görüşünün alınması gerektiğini bildirdikleri halde mahkemece bu yönden herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın bacanın hali hazır durumunun yönetmeliklere aykırı olmadığı, davacının yapısına statik bakımdan zarar vermediği şeklinde görüş belirtildiği; bu durumda mahkemece, Yargıtay'ın ilgili dairesinin belirttiği ilkeleri doğrultusunda gerekli araştırma ve incelemeler bacadan çıkan duman nedeniyle davacının zarar görüp görmediği tespit edilmeli ve bacanın zarar verdiği tespit edildiği takdirde zararın hangi yöntemlerle giderileceğinin açıklanması gerektiği-
Eski hale getirme ve zararın giderilmesi istemine konu olayın kamu hizmetinin görüldüğü sırada ve hizmetle ilgili bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği; idarenin hizmet kusuru niteliğindeki eylemin sonucu meydana gelen zararlardan dolayı 2557 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b maddesi gereğince idareye karşı, idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerektiği; mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Dava konusu yapının davacının binasının duvarını kullanmak suretiyle tecavüzlü şekilde inşa edildiği, eylemin açıkça komşuluk hukukuna aykırılık oluşturduğu ve davalı belediyenin de sorumluluğu, dolayısıyla pasif ehliyetinin bulunduğu gözetilerek her iki davalı yönünden müdahalenin önlenmesi ve kal talebinin kabulü, gelir kaybına ilişkin tazminat talebinin ise ispat edilemediğinden reddi gerektiği-
Komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkin açılan davada, davacı ve davalının pencerelerinin birbirlerini rahatsız edebilecek yakınlıkta bir konuma sahip olduklarından davacı açısından giderilmesi gereken bir zararın doğduğu, davalıya ait pencerenin arka tarafında oda bulunmayıp üzeri açık olan küçük bir avlunun mevcut olması nedeniyle dava konusu pencere dışında başka yerlerden de hava ve ışıktan istifade edebileceği, bu durumda 13.04.2015 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında 2. şıkta belirtildiği şekilde davalıya ait pencerenin harçlı duvarla kapatılmasına karar verilmesi gerektiği- 
Mahkemece yapılan araştırmalar ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamına göre davaya konu baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu ve davacının sağlığına zarar verdiği bilimsel delillerle de kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
TMK. 743 ve 744. maaddeleri uyarınca, bu sular yağmur, kar ve önü tutulmamış kaynak suları gibi öteden beri akan sular olduğu; alttaki komşu taşınmaz malikinin engeller yaparak bu suların arazisine girmesini önleyemeyeceği gibi, üstteki arazi sahibi de kendisine lazım olan sudan fazlasını kendi arazisinde tutamayacağı; ancak, söz konusu kaynağın suyu o taşınmaza yetecek kadar ise, alttaki taşınmaz sahibinin o kaynaktan su isteyemeyeceği; ne var ki, kaynağın suyu öteden beri çıktığı taşınmazın sınırlarını aşıyor ve alttaki komşu taşınmaza ulaşıyorsa, üstteki taşınmaz malikinin buna engel olamayacağı-
Bilirkişi raporlarında, davalının yaptığı hafriyat çalışması nedeniyle yüksek kotta kalan davacı taşınmazında toprak kayması tehlikesi oluştuğu, can ve mal güvenliği tehlikesi bulunduğu ifade edildiği halde gerekçeli kararda mahkemece bilirkişi raporu yanlış yorumlanarak hüküm kurulduğu görüldüğünden, davalının taşınmazındaki hafriyat çalışmaları nedeniyle zarar gördüğü ve risk altında olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davanın kabulü ile müdahalenin men'ine karar verilmiş ise de yargılama sırasında 03.07.2013 tarihinde yapılan keşifte salıncağın kaldırıldığı; "dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm kurulması gerektiği-