Maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmaza komşu, 11 parsel sayılı taşınmaz maliki olan davalının yaptığı duvarın taşkın olduğunu, ayrıca yaklaşma mesafesini ihlal edilerek binaya bitişik vaziyette müştemilat yaptığını ve burayı mutfak olarak kullandığını, çıkan kokuların doğrudan binasına geldiğini, bunun yanında yatak odası olarak kullandığı alt katın güneşten istifade etmesini önlediğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesine ve duvarın yıkımına-
Mahkemece fiili el atmaya dayalı olarak davanın açıldığı, Türk Medeni Kanunu'nun 737. ve devamı maddelerine dayalı komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesine ilişkin bir dava açılmadığı gözetilerek, 375 ada 2 parselde tecavüzlü olan ağaçlar yönünden (18-25 ile 27-29 nolu ağaçlar) hüküm kurulması gerekirken, komşuluk hukuku gereğince anılan parselde bulunan seralara zarar veren ağaçlar yönünden de hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Malikin kendi taşınmazı üzerine diktiği ağaçların dalları ve kökleri komşunun taşınmazına geçip zarar verdiği takdirde, ikaz üzerine münasip bir müddet içerisinde bu dal ve köklerin kesilmesi gerektiği; malik tarafından kesilmediği takdirde, komşunun bu dal ve kökleri kesip zaptetme hakkı doğacağı- davalının kendi taşınmazı içerisine diktiği ağaçların, ileride büyüyüp davacının taşınmazına gölge yapıp zarar vereceği iddiası ile açılan davaların, "uzun zaman sonra doğacak muhtemel zararlar için mülkiyet hakkının kısıtlanması mülkiyetin genel kurallarına ters düşeceğinden" reddedilmesi gerektiği- TMK. mad. 737' nin uygulamasında doğrudan bir tecavüz olduğundan katlanma sınırını aşan bir zararın bulunup bulunmadığını, mülkiyetin taşkın kullanılıp kullanılmadığını araştırmaya gerek olmadığı-
Davacının taşınmazına yakın ve taşınmaza zarar veren incir ağacının zararın giderimi konusunda hangi önlem veya önlemlerin alınacağının açıklanması gerektiği ve davacının taşınmazına uzak (3 metre) mesafedeki incir ağacının davacıya herhangi bir zararının bulunmadığı bildirildiğinden ağaçların sökülmesine karar verilemeyeceği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi gerektiği, tazminat miktarı hiçbir zaman zararı aşamayacak olup davacının zararın artmasında kusuru varsa, tazminat miktarının indirilmesi veya tamamen ortadan kaldırılması gerektiği- TMK. mad. 730 ve 737 uyarınca doğan sorumluluk kusura bağlı bir sorumluluk olmadığından, davalının kusursuz olmasının ise tazminat miktarının düşürülmesinde etkili olmayacağı- Tazminat miktarının belirlenmesinde, davacılara ait evin yıpranma payının nazara alınması gerektiği- Davacılara ait evin davalı parseline taşkın olması nedeniyle zararın artmasına neden olup olmadığına bakılması ve varsa davacının kusur oranının tespit edilerek TBK. mad. 52 uyarınca zarar miktarından indirim yapılması gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etkili olmadığı- Davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması gerektiği- Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebileceği- Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengelerini gözetilerek bunların en uygununa kararın verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde ileri sürülen hususlar dikkate alınarak komşuluk hukuku açısından davacının ne gibi zararlarının meydana geldiğinin tespit edilmesi, bu zararları giderecek önlem veya önlemlerin belirlenmesi ve daha sonra infazda tereddüt yaratmayacak şekilde hüküm kurulması gerektiği- 
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olması aranmayacağı- Davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunduğu takdirde davalının kusurlu olup olmaması, kasıtlı hareket edip etmemesi, elatmanın önlenmesi davasına etki etmeyeceği- Davalının hiçbir kusuru olmasa dahi, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebileceği- Davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemeyeceği- Davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp TMK. mad. 737 uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemeyeceği- Yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğmasının da şart olduğu- Salt imara aykırılığın, idari mercileri ve idare mahkemelerini ilgilendiren bir husus olduğu- Yapılan araştırma ve inceleme sonucunda davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapı nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlendiği takdirde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerektiği- Keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında ve toplanan diğer delillere göre davacının, davalının kendi taşınmazına yaptığı yapı nedeniyle hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan zararının bulunduğu saptanamamış, zarar ispatlanamadığı, davacının komşuluk hukukundan kaynaklanan bir zararı tespit edilemediğinden, 26.08.2016 tarihli raporda belirtildiği şekilde çaplı taşınmaza tecavüzlü kısmın kaline karar verilmesiyle yetinilmesi, komşuluk hukukuna aykırılığa ilişkin taleplerin ise reddi gerektiği- 
Davalının kendi taşınmazı üzerine yaptığı yapının salt ruhsatsız olduğu, imara aykırı bulunduğu ileri sürülüp, TMK'nın 737. maddesi uyarınca yıkım ve eski hale getirme istenemeyip yapının imara aykırı olması yanında bir zararın doğması da şart olup davalının kendi taşınmazı içerisine yapmış olduğu pencere nedeniyle bir zararın doğmuş olduğu belirlenemediğinden davanın reddi gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davalarında davalının kusurlu olmasının aranmadığı, davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağı bulunması gerektiği, davalının hiçbir kusuru olmasa da, elatmanın önlenmesine, eski hale getirme ve tazminata hükmedilebileceği- Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davada, davacı tarafından davalı şirkete gönderilen ihtarnameye verilen cevapta tazminata konu kazıyı yaptığını davalı şirket kabul ettiğinden, işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önelenmesi ve eski hale getirme istemlerine ilişkin davada, davalının taşınmazının banyosunda bulunan temiz ve pis su gider borularının değiştirilmesi gerekip gerekmediği inşaat mühendisi bilirkişiden rapor alınmak suretiyle kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiği-