Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminata ilişkin bozma ilamı doğrultusunda tespit edilen davacının bölüşük (müterafik) kusuru % 30 olarak belirlenmiş ve bu orana isabet eden meblağın belirlenen zarar miktarından düşülerek sonuçta oluşan tazminata haksız fiil zararının tespiti tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hükmedilmesi gerekirken, bozma ilamı ile davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi gözardı edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davacılar vekilinin komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi veya tazminat istemine ilişkin davasının adli yargıda görülerek çözümlenmesi gerektiği; mahkemece uyuşmazlığın esastan karara bağlanması gerekirken, idari yargının görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Dava konusu kaçak ve ruhsatsız olarak yapılan depo niteliğindeki binaların davacının görüntüsünü kapattığı, hava almasını engellediği ileri sürüldüğüne göre, verilen zararın hangi önlem ya da önlemlerle giderilebileceği hususunda bilirkişilerden yeniden rapor alınması, elde edilen ve elde edilecek tüm somut bilgiler değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım ve komşuluk hukukuna aykırılığın giderilmesi isteklerine ilişkin davada, mahkemece, içlerinde çevre ve inşaat mühendisi ile birlikte kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi kurulu aracılığı ile yerinde yeniden keşif yapılması, çekişme konusu kuş barınağının davacı taşınmazına zarar vermeyecek şekilde kullanılması için davalı tarafından alınması gereken önlemlerin nelerden ibaret olduğu ve zararın nasıl giderileceği, ayrıca duvarın taşkın olup olmadığının ve yıkılma tehlikesi bulunup bulunmadığı yönünde bilimsel verilere dayalı gerekçeli rapor alınması, önerilecek önlemlerden olaya en uygun düşeni ve adil olanı seçilip ona hükmedilmesi gerekeceği-
Bilirkişi raporuna göre, komşuluk hukukuna aykırılık teşkil eden yüksek ağaçların yargılama sırasında budanmak suretiyle aykırılığın giderildiği ve davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerektiği-
Bozma kararı ile ilk hükmün hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirdiği; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu; bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği; mahkemece bu husus gözetilmeden, "tazminat konusunda verilen kararın Yargıtayca onanmış ve kesinleşmiş olduğundan, yeniden hüküm kurulmasına gerek olmadığına" şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Mahkemece, 1723 parsel sayılı taşınmazın davalı dışındaki diğer paydaşlarının davaya katılmaları sağlanıp taraf teşkili tamamlandıktan sonra davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece yapılan keşif sonucu hazırlanan 04.02.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporunda kavak ağaçlarının çevresinde bulunan taşınmazlarda ekili bulunan ürünlere zarar verdiği, kavak ağaçlarının kesilmediği takdirde zararın devam edeceği belirtildiğinden, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere kavak ağaçları meyve ağacı olmadığından mutlaka korunması gereken türlerden olmadığı; dosya kapsamı, toplanan delillere ve özellikle 04.02.2013 tarihli ziraat bilirkişi raporuna göre ağaçların gölge ve köklerinden dolayı zarara neden olduğu; davacının keşif tarihi itibariyle taşınmazına yonca ekmiş ise de daha önceki yıllarda pancar v.s. ektiği anlaşılmakta olup bundan sonraki dönemlerde de yonca dışında başka ürünler yetiştirebileceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinin yanlış olduğu-
Mahkemece yapılan araştırmalar ve dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davaya konu baz istasyonunun limit değerlere ve güvenlik mesafelerine uygun olarak kurulduğu ve işletilmekte olduğu; ayrıca baz istasyonunun kararın gerekçesinde belirtilen soyut değerlendirmeler dışında davacının sağlığına zarar verdiği bilimsel delillerle de kanıtlanamadığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Davalı belediyenin projeye ve ruhsata aykırı imalat nedeniyle işlem yapmamış olduğu iddia edilerek davalılardan tazminat talebinde bulunduğu; davalı K.pınar Belediyesi bir kamu tüzelkişisi olup kamusal kurallar çerçevesinde faaliyet gösteren davalının eylem ve işlemleri de kamusal nitelikte olduğundan kamu hizmeti kapsamında olduğu; davada ileri sürülüş ve olayın gerçekleşme biçimine göre, tazminat talebinin anılan davalıya da yöneltilmesinin esas nedeninin de hizmet kusuru olduğu; kamu hizmetinin görülmesi sırasında ve hizmet kusurundan doğan zararların giderilmesi talebiyle açılan davalarda idari yargının görevli olduğu- (2577 sayılı İYUY. m.2).