Davalı belediye başkanlığının davacı şirkete ait baz istasyonlarının sökülmesi işleminin mahkemenin görevsizlik kararında belirtildiği şekilde kira ilişkisine dayandırılmadığı, mevzuata aykırılık nedeniyle bu işlemin gerçekleştirildiği, İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde belirtildiği üzere davalı idarenin söz konusu idari eylem ve işlemlerinden dolayı açılacak davaların idari yargıda görülmesi gerektiğinden bu tür davaların adli yargıda çözümlenemeyeceği-
Baz istasyonlarının uzun vadede sağlığa zarar vereceği/verebileceği, baz istasyonlarından psikolojik olarak etkilenildiği/etkilenileceği vs. şeklindeki kanıtlanması mümkün olmayan soyut iddialarla açılan davaların dinlenmesinin mümkün olmadığı-
Davacı, davalının yola taşkın şekilde inşa ettiği tuvalet olarak kullanılan yapının kali suretiyle yola elatmanın önlenmesini, tuvalet atık sularının yola ve devamında kendi parseline bırakıldığını, ürünlerinin zarar gördüğünü de belirterek komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesini, diğer davalı Şerefiye Belediye Başkanlığı'nın ise tarlasını suladığı su yoluna ağaç dikmek suretiyle suyunun azalmasına sebep olduğunu öne sürerek suya elatmasının önlenmesi talebinde bulunmuş ve bunun için de mahkemece öncelikle taraflara ait taşınmazların tapu kayıtları ile çap ve krokilerinin getirtilmesi, tarafların tüm delillerinin toplanması, mahalli bilirkişi ve tanıkların belirlenmesi, yapılacak keşifte, kadastro mühendisi veya tapu fen memuru bilirkişi yanında davanın niteliğine, tarafların iddia ve savunmalarına göre, en uygun ihtisas grubu ve meslek erbabından seçilecek bilirkişinin hazır bulundurulması, düzenlenecek bilirkişi rapor ve krokilerinde tecavüz ve zarar tespit edildiği takdirde alınması gereken önlemler ile yıkım ve eski hale getirme istekleri varsa bunların gerekçeli olarak gösterilmesi gerektiği-
Davalı belediye başkanlığının davacı şirkete ait baz istasyonlarının sökülmesi işleminin görevsizlik kararında belirtildiği şekilde kira ilişkisine dayandırılmadığı, mevzuata aykırılık gerekçesiyle bu işlemin gerçekleştirildiği, İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesi gereğince davalı idarenin söz konusu idari eylem ve işlemlerinden dolayı açılacak davaların idari yargıda görülmesi gerektiğinden bu tür uyuşmazlıkların adli yargıda çözümlenemeyeceği-
Mahkemece tazminatın miktarının belirlenmesine ilişkin olarak yapılan araştırma ve incelemeler hüküm kurmaya yeterli olmadığından, dosya içerisindeki bilirkişi raporlarından dava konusu evin mühendislik kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığı, dolayısıyla bu durumun davacının zararının artmasına neden olup olmadığı hususunun araştırılması gerektiği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat isteğine ilişkin davada davacı, davalı idarenin havaalanı koruma sahası içerisinde doğal eğim sonucu akışa geçen suların tahliyesi için drenaj yapılmaması şeklindeki işlem ve eylemi sonucu zarar gördüğünü ileri sürerek tazminat talep etmiş olup, davacının idari yargının görevi alanına giren bir idari eylem ve işlemden dolayı kişisel hakkının ihlal edildiği de anlaşıldığından davanın görülme yerinin idari yargı olduğu-
Sağlığa zarar verdiği ve tedirginlik oluşturduğu iddiası ile davalı GSM şirketlerine ait baz istasyonlarının kaldırılması talepli davada, Mahkemece 21.04.2011 tarihli Yönetmelik ve Tebliğname hükümleri dikkate alınarak yönetmeliğin 12. maddesi gereğince belirlenecek ölçüm sertifikası almış ve BTK'da görevli olmayan uzman bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif yapılarak baz istasyonunun yönetmelik hükümlerine uygun olarak işletilmekte olup olmadığı hususlarında bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna uygun bir hüküm kurulması gerekeceği-
Komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat davalarında öncelikle davacının uğramış olduğu zararın miktarının bilirkişi aracılığı ile tespit edilmesi, tazminatın bu zarara göre tayin ve takdir edilmesi ve tazminat miktarının hiçbir zaman zararı aşamayacağı-
Davacı tarafından bu dava açılmadan önce yaptırılan tespitte komşuluk hukukuna aykırı olarak davalı tarafından pergule yapılmak suretiyle davacının işyerindeki teşhir faaliyetinin engellendiğinin belirlendiği ancak yargılama sırasında mahallinde yapılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda pergulelerin kaldırıldığı anlaşılmış olup Mahkemece, dava konusuz kaldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın esastan reddinin doğru olmadığı-