Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık,2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Geçerli haciz tutanaklarının dosyaya ibraz edilmiş olması sebebi ile İİK 277 ve devamı maddelerine göre değerlendirme yaparak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Dava açıldığı tarihte dava dışı ... şirketi tarafından iş bu temlik işlemine muvafakat verilmediği, temlikin muvafakate bağlı olduğu, temlik işleminin yapıldığı tarihten itibaren ortada geçerli bir tasarruf işlemi bulunmadığı, davacının da iş bu davayı açmakta haklı olmadığı anlaşıldığından; Mahkemece davanın dava şartı yokluğundan reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalılar lehine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Davacı ile davalı ... arasında düzenlenen sözleşmede taraflar kendi serbest iradeleri ile yüklenicinin hakediş alacaklarını işverenin yazılı izni olmadan 3. şahıslara temlik edemeyeceği kararlaştırıldığından davalılar arasında yapılan alacağın temliği sözleşmesinin davacı açısından hukuken bir geçerliliğinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemi- Davalılar arasında gerçekleştirilen bir tasarrufun bulunmadığı-
Davalı ...'in borçlusu kardeşi ... olan ... Genel İcra Dairesinde ... E. Sayılı cebri icra takibi başlattığı, bu dosya alacağının fer'ileri hariç toplam 1.350.000,00 USD olduğu, icra dosyasına eklenen adi yazılı protokollere dayanan bu alacağın kaynağının miras paylaşımı ile alakalı olduğunun ileri sürüldüğü, davalılar arasında 27.06.2005 tarihli sözleşme ve ibraname başlığı altında senet tanzim edildiği ve miras paylaşımı yapıldığı, bu sözleşmeye göre tarafların birbirlerine borcu bulunmadığı, 13.06.2010 tarihi atılan ek sözleşmeyle davalı borçlu ...'a borç yüklenilmiş olup adi yazılı ikinci senede itibar edilmediği, davalı tanıklarının da savunmadan farklı olarak; ...'nın ...'ya borç para verdiği ve bu nedenle aralarında borç ilişkisi olduğu beyanlarına itibar olunmadığı, borçlular kardeş olup ...'nın, ...'nın ekonomik durumu ve borçlarını bilebilecek durumda olduğu, davacının alacağını tahsil önüne geçebilmek için davalıların aralarında alacak takibi başlattıkları kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalıların ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası ile yapmış oldukları tasarrufun iptali ile davacının ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası alacağı ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere iptal edilen dosya üzerinden alacağı tahsil yetkisi verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu- Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekir ise de, somut olayda dava konusu tasarrufun davalılar arasında yapılan muvazaalı icra takibi olduğu anlaşılmış olup, bu durumda yalnızca davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere muvazaalı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hem tasarruf konusu icra takibinin iptaline karar verilmesi, hem de iptal edilen bu takip dosyası üzerinden tahsil yetkisi verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, TBK'nın 19. maddesinde tanımını bulan muvazaa hukuksal nedenine dayalı muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkindir...
Dava konusu alacağın dayanağı olan "nakden" ibareli senedin gerçek bir alacağa dayalı olup olmadığının denetlenebilmesi için; davacı ile -davalılarca gerçekte borçlu olmadığı ileri sürülen- davalı borçlu arasında ödendiği iddia edilen 2.350.000 USD bedelin nasıl ve ne zaman ödendiği belirlenip davacı alacaklının ileri sürdüğü ödeme tarihini kapsayan dönemdeki banka kayıtları (davacı ile davalı borçlunun) itibarıyla hesap hareketlerinin incelenmesi, davalı borçlunun cevap dilekçesinde, davacıdan aldığını beyan ettiği bu parayı ortağı olduğu şirkete aktardığı veya borçlarını ödediği iddia edildiğinden, beyan edilen şirket kayıtlarında bu paranın o tarih itibarıyla mevcut olup olmadığının, taraflarca delil olarak bildirilen veya sunulan belgeler toplanıp uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile dosyadaki bütün deliller tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Uygulamada alacak- borç ilişkisi daha önce başlamasına rağmen alacak için düzenlenen bono veya çek gibi kıymetli evraka sonraki tarihlerin atıldığının sıklıkla görüldüğü, bu nedenle davacı alacaklı, borcun doğumunun takip dayanağı çeklerin tanzim tarihinden önce gerçekleştiğini ileri sürerse mahkemece alacaklıya bu konuda kanıt sunma olanağının verilmesi, gerektiğinde davacı ile davalı borçlunun ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borcun gerçek doğum tarihi tespit edilerek koşulun gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerekeceği-
