Bölge Adliye Mahkemesince doğru bir şekilde " Davalının harçtan muaf olduğunun " karar altına alınmasına rağmen İlk Derece Mahkemesinin re' sen gözetilmesi gereken harç hatasının düzeltilmemesi hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmeyeceği-
Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse bile, yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranması gerekeceği- Somut olayda, takip dayanağı ilamın menfi tespit istemine ilişkin olduğu, takip dosyası nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu 360.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verildiğinin görüldüğü- Bu durumda anılan karar, yargılama aşamasında istirdata dönüşen menfi tespit davasına ilişkin ilam niteliğinde olduğundan kesinleşmeden takibe konu edilemeyeceği-
İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- Gerek icra dairesi ve gerekse sınırlı yetkili icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
Şikayetçi borçlu vekilinin iki celseye katıldıktan sonra diğer celselere katılmadığı görülmüşse de mahkemece, "yargılamanın duruşmalı yapılmasına" karar verilmesi nedeniyle, duruşma günlerinin borçlu veya vekiline tebliği gerekirken bu usule uyulmadığı anlaşılmakla, borçlunun usulüne uygun olarak duruşmaya davet edildiğinden söz edilemeyeceği ve son celsede duruşmaya katılmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonuçta davanın açılmamış sayılmasına kararı verilmesinin hatalı olduğu- İİK m.18 gereğince, taraflar duruşmaya gelmese bile işin esasının incelenerek karar verilmesi gerekirken, "davanın açılmamış" sayılması yönünde hüküm tesisinin hatalı olduğu-
İhtarlı muhtıranın tebliğinden itibaren verilen kesin süre içerisinde, temyiz karar harcı ile temyiz gider avansının ikmal edilmediğinin dosya kapsamıyla sabit olduğu-
Alacaklının faturaya dayalı olarak ilamsız takip başlattığı, Ör 7 numaralı ödeme emrinin düzenlendiği, asıl borçlu donatana izafeten acentesi olarak şirketinn gösterildiği, ancak takip dayanağı faturaya bu şirketin aracılık ettiğine ilişkin herhangi bir belge sunmadığı, aracılık etmediği bir sözleşme veya iş olmadığı için de bu şirkete asıl borçlunun acentesi olarak ödeme emrinin tebliğ edilemeyeceği-
İcra müdürlüğünün dosya borcunun ödenmesi üzerine haczin kaldırılması kararı, İlk Derece Mahkeme karar tarihinden önce olduğundan, İlk Derece Mahkemesince, bu araçlar yönünden şikayete konu haczin kaldırıldığı nazara alınarak konusuz kalan şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve HMK'nın 331/1 maddesine göre davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi yönünde karar tesis edilmesi gerektiği-
İcra hukukunda şikayet sebebe bağlı olup, net bir şekilde yapılmalıdır. Kural olarak yorum yoluyla genişletilemeyeceği- Bölge Adliye Mahkemesince yapılan değerlendirme sonucunda şikayetçi borçlu şirket yönünden şikayet dilekçesinde "mükerrerlik şikayeti" iddiası bulunmadığı halde varmış gibi değerlendirme yapılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Şikayetin, takip dosyasında uygulanan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına ilişkin olduğu görülmekle, istinaf ve temyiz konusu uyuşmazlık miktarının belirlenmesinde şikayete konu hacizli malların tutarının esas alınması gerektiği dikkate alındığında, kararın İİK'nın 364. maddesi uyarınca temyizinin kabil olduğu-
Asıl borçlu ve/veya ipotekli taşınmaz malikine icra emri gönderilebilmesi için, alacaklı tarafından, kredi sözleşmesinde yazılı ya da ipotek akit tablosunda belirtilen adreslerine, noter aracılığı ile hesap kat ihtarının gönderilmesi gerekmekle birlikte İİK'nın 16/2. maddesi gereğince kat ihtarı tebliğ işlemi usulsüz ise süreli; hiç gönderilmemiş veya tebligat yapılmamış ise süresiz şikayete tabi olduğu yönünde uygulama yapılmakta iken Yargıtay 12. Hukuk Dairesince İİK 150/ı maddesinde yapılması belirtilen tebligat ilamlı takipte takip şartı kabul edilip, şikayetin İİK 16/2 kapsamında süresiz olarak incelenmesi kanaatine varılarak görüş değişikliğine gidilmiş olduğu - Dolayısıyla, davacı; " aleyhine başlatılan takipte, takip tarihinden önce hesap kat ihtarının tebliğinin yapılmadığını, yapılanın da usulsüz olduğunu ve bu sebeple kendine icra emri gönderilemeyeceğini" ileri sürmüşse de, bu hususun takip şartına ilişkin olup, yukarıda da ifade olunduğu üzere süresiz şikâyete tabi olduğu-
