• 2004 s. Kanuna Ait Esbabı Mücibe Layihası

     «İcra ve iflas daireleri üzerinde icra hakimleri tarafından yapılan murakabe iki türlüdür.

    Biri alakadarlardan birinin şikayet, borçlunun itirazı ve alacaklının ref’i itiraz talebi üzerine yapılandır ki sırf kazai vazifelerdendir, diğeri idari mahiyettedir. İcra hakimleri şikayet ve itiraz üzerine kazai kararlar verdikleri gibi yeni tadillerin kabulü halinde cezaya dair hükümler de vereceklerinden icra işlerinin iyi veya fena yürümesinden mesul bir icra reisi mevkiinde bırakılmazlardır. Onun için idari murakabe selahiyetlerinin bir vazife ve mesuliyeti tazammun etmemek ve bir mahkemenin kendinden aşağıdaki memurları murakabe etmesi kabilinden olmak üzere sırf kanuni bir hak ve selahiyet halinde tutulmazı lazım geldi. Bu suretle muamaileyh hakimlerin bitaraflıkları istikmal edilmiş olur. Zikrolunan mülahazalara mebnidir ki 15. maddede hakimlerin mezkur daireler üzerindeki murakabeleri yüksek vasfile takyid edilmiştir. Bununla bahse mevzu olan idari murakabenin hadiselere temas etmemek üzere umumi bir mahiyeti haiz bulunması lüzumuna işaret edilmek istenmiştir. Aksi takdirde kazaen halliyle mükellef oldukları hadiseler hakkında bu kazai safhadan evvel idari mahiyette rey ve emir vermiş olmaları ihtimali açık kalır. Ve bu da bitaraflıları hakkında bir şüphe ve ukde teşkil edebilir. Hususiyle bizde mumaileyh hakimler tarafından verilen kararların çoğu temyiz kabul etmemek üzere kat’i itibar edildiğinden ve diğer taraftan yeni layihaya göre cezai kaza ile de tavzif edildiklerinden kendilerinin her türlü tarafgirlik şaibesinden azada kalmaları icabeder. Buna mukabil Cumhuriyet müddeimumilerinin icra ve iflas dairelerini daha yakından ve fiili surette teftiş ile mükellefiyetleri teyid olunmuştur.»