Karar başlığında davalı olarak gösterilen ve şikayetçinin ihbarda bulunduğu 3. kişi şirketin Bölge Adliye Mahkemesinin gerekçeli kararında da doğru bir şekilde tespit edilip, açıklandığı üzere şikayete konu uyuşmazlıkta ihbar olunan ve müdahil sıfatı olmayacağından 3. kişinin taraf sıfatının olmadığı, aleyhine de hüküm kurulmadığı, bu nedenle de kararı temyiz hakkının olmadığı-
Toplam otuz üç adet şikayet dosyasının farklı icra takip dosyalarından kaynaklı, aynı davalıya karşı açılan ve sebepleri aynı olan usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olduğu, bu şikayetler hakkında aynı mahkemece aynı tarihte karar verildiği görüldüğünden, bu şikayetler yönünden vekâlet ücretinin tespitinde AAÜT’nin 22. maddesinin dikkate alınması gerektiği- Şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmakla birlikte, vekalet ücretinin tam ücretin %50’si olarak belirlenmesi gerektiği-
Borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi halinde, borçlunun takipten haricen haberdar olup yedi gün içinde itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazının geçerli olacağı-
Mahkemece denetlenmesi gereken husus, icra müdürlüğünün şikayete konu 18.5.2022 tarihli kararı olup, Uyuşmazlık Mahkemesi kararında da işaret edildiği üzere, KDV’nin vergi dairesince tahsil edilmiş olması halinde satış memurluğunun vergi sorumlusu sıfatının sona ereceği ve verginin iadesinin muhatabının vergi dairesi olacağı tabi ise de, şikayet tarihinden önce KDV ödenmediği ve buna bağlı olarak iadesi yönünde de bir talep bulunmadığı anlaşılmakla, istem, KDV’den muaf olarak taşınmazın tesciline ilişkin olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde adli yargı yeri olan icra mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekeceği-
Şikayet eden tarafından, şikayet tarihi ve haciz tarihi itibariyle adına kayıtlı bulunan taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılması talep edildiği, bu bakımdan hukuki yararın şikayet tarihi ve şikayetin incelenmesi sırasında devam etmesi gerektiği ancak şikayetin incelenmesi sırasında taşınmazın üçüncü kişiye ............ tarihinde satışının yapıldığının görüldüğü, bu durumda mahkemece şikayetçinin taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının üçüncü kişiye devredilerek sona erdiği dikkate alınarak hukuki yarar yokluğundan şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-