İpoteğe bağlı şartın gerçekleştirilip gerçekleştirilmeyeceğinin icra mahkemesinde denetlenemeyeceği yargılamayı gerektirdiğinden, takibe konu ipoteğe dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi sureti ile ilamlı takip yapılamayacağı- Bu durumda mahkemece icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Yetkiye, borca ve faize ilişkin itirazların İİK'nın 62/1.maddesi uyarınca, takibin şekline göre, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinin doğru olduğu, ancak ihtar gönderilmeyerek borcun muaccel olmadığına, takip koşulunun oluşmadığına yönelik iddiaların ise İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet niteliğinde olup icra mahkemesince incelenmesi gerekeceği, o halde mahkemece, borçlunun şikayetinin incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Somut uyuşmazlığın incelenmesinde; borçlunun aleyhinde başlatılan takibin konusu olan alacak için daha önce başlatılan ilamlı ve ilamsız takiplerin halen derdest olduğunu ileri sürdüğünün görüldüğü, bu durumda, Dairemizin değişen içtihadı gereğince borçlunun icra mahkemesine başvurusu İİK’nın 16/2. maddesine dayalı süresiz şikayet niteliğinde olup, İlk Derece Mahkemesince istemin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesinin ve istinaf başvurusunun Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddinin isabetsiz olduğu-
Bahse konu satış talebi üzerine 09.04.2019 tarihli satış kararında, 23.05.2019 ile 20.06.2019 tarihlerinin ihale günü olarak belirlendiği, ancak, her iki satışta da alıcı çıkmadığı,, İİK.nun 129/son maddesi hükmü gereğince, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından 20.06.2019 tarihi itibariyle satış talebinin düştüğü, alacaklı, anılan maddeye göre satış talebinin düşmesinden sonra İİK'nın 150/e maddesi hükmüne uygun şekilde yasal sürede satış talebinde bulunmadığına göre, takibin düştüğü, o halde, icra müdürlüğünün 06.12.2021 tarihli satış talebinin reddine ve takibin düşürülmesine ilişkin kararı doğru olduğundan İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
İngiliz Milletler topluluğuna dahil ve bilahere bağımsızlığına kavuşan Malta’nın teminat gösterme yükümlülüğünden muaf olduğu-
Borçlunun şikayetinde ipotek akit tablosunda yer alan .......................... adresinde halen oturduğunu ve icra emrinde de bu adresin tebligat adresi olarak bildirildiğini, İİK 150/ı gereği tebligatın yapılmadığı iddiasında bulunduğu, icra emrinin borçluya ............................. adresinde karşı komşunun işe gittiği şerhiyle tebliğ edildiği ve borçlu tarafından tebellüğ edilerek şikayete gelindiği görüldüğünden, ipotek akit tablosundaki adresine taşındı şerhiyle yapılan tebligatın usulsüz, takip şartı olması nedeniyle de yok hükmünde olduğunun kabulü gerekeceği, o halde borçluya İİK 150/ı koşullarında ihtarname tebliği sağlanmadığından yapılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Muteriz borçluların murisi olan ve takip dayanağı bononun keşidecisi .............’nin 23.11.2019 tarihinde vefat ettiğinin, 3 aylık süre dolmadan 04.02.2020 tarihinde, muteriz mirasçılar aleyhine takip başlatıldığının, yapılan takibin İİK'nın 53. maddesine aykırılık teşkil ettiğinin anlaşıldığı, İİK'nın 53. maddesine aykırılığın, kamu düzeni ile ilgili olduğundan İİK'nın 16/2. maddesi uyarınca İcra Mahkemesine başvuru süresiz şikayete tâbi olduğu-
İcra takibini yapan İskoçya uyruklu alacaklı şirketin teminattan muaf olduğu-
Takibin kesinleşmesi üzerine şikayetçi üçüncü kişinin ve borçlunun maliki olduğu taşınmaz üzerine haciz konulduğu, taşınmazın adi ortaklık adına kayıtlı olmadığı anlaşıldığından, haciz konulan taşınmazın adi ortaklığa ait olduğundan bahsedilemeyeceği, o halde, İlk Derece Mahkemesince şikayetin reddine karar verilmiş olmasının yerinde olduğu-
Şikayetçiler borçlunun yasal mirasçıları olmayıp, mirası reddeden borçlunun kardeşleri olup, şikayetlerinin borçlu ile ortak murislerinden intikal eden taşınmaz hisselerine konulan bir haczin olmadığı, şu hale göre şikayetçiler ..........'tan kendilerine intikal eden taşınmazda borçlu hisselerine konulan haczin kaldırılmasında hukuki yararları olmadığından şikayetin reddi yerine kabul yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-