İcra mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeseler de, kendi aralarında kesin hüküm oluşturduklarının uygulamada kabul edildiği-
Şikayet edenin daha evvel yapmış olduğu başvurular neticesinde mahkeme kararları ile şikayet eden temlik alan vekilinin talebi yönünde işlem yapılmasına karar verildiği görülmekle, bahsi geçen temliknamenin icra dosyasına sunulduğu tarihten sonra yapılan ödemelerin şikayet eden temlik alana iadesi gerektiği-
Mirasçılar hakkında ek takip talebinde bulunulmadan ölü kişi hakkında düzenlenmiş olan takip talebine dayalı olarak mirasçılara ödeme emri tebliğe çıkarılamayacağı-
Takipten sonra asıl alacağa uygulanacak faiz oranına ilişkin şikayette miktar yönünden dikkate alınacak bir bedel bulunmadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararının miktar itibariyle kesin kararlardan olmadığı- Alacaklı tarafça başlatılan kambiyo takip talebinde "%10,50 avans faizi talep edilerek fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkının saklı tutulduğu", icra müdürlüğü kapak hesabının "değişen oranlarda avans faizi ile", şikayet sırasında yapılan kapak hesabının ise "%10,5 sabit faiz oranı ile" yapıldığı uyuşmazlıkta, takipte faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakkı saklı tutulduğundan ve talep edilen %10,5 faiz oranı, takip tarihi itibariyle avans faiz oranına denk geldiğinden, hesaplamanın "%10,5’den aşağı olmamak kaydıyla değişen oranlarda avans faiziyle" yapılması gerektiği-
İlk Derece Mahkemesi'nin kararına karşı istinaf başvurusunda bulunmayan tarafın Bölge Adliye Mahkemesi kararını temyiz hakkı bulunmadığı- Ancak ilk kararı istinaf etmeyen taraf Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeni bir karar verilmesi halinde bu yeni kararı temyiz edebileceği- Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi halinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı-
Şikâyetçinin icra mahkemesine başvurusunda "sıra cetvelinde ikinci sırada alacaklı olduğunu, sıra cetveline itiraz davalarının reddedildiğini ve sıra cetvelinin kesinleştiğini, dosyada satış sonucu elde edilen paranın nemalandırılmış olduğunu, icra müdürlüğünden nemanın kendisine ödenmesini talep ettiğini" ancak icra müdürlüğünce "nema faizinin sıra cetveli alacaklısına ödenmesi talebinin reddine" karar verildiğini ileri sürerek memurluk işleminin iptalini talep ettiği- Şikâyetçiye sıra cetvelinde ayrılan 709.474,81 TL 04.06.2021 tarihinde ödendiği, icra dosyasında 27.08.2019 ile 27.05.2021 tarihleri arasında elden edilen nema bedeli ise toplam 83.617,08 TL olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince direnme kararının verildiği 27.09.2023 tarihinde temyiz edilebilirlik (kesinlik) sınırı 238.730,00 TL'dir. Bu durumda uyuşmazlık konusu değerin (83.617,08 TL) 2004 sayılı Kanun'un 364/1. maddesinde belirtilen kesinlik sınırını geçmediği anlaşıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti bulunmadığı-
Somut uyuşmazlıkta, şikayet dilekçesinde açık biçimde "...yediemin alacağının dosyasından talep edilmesi gerekirken ayrı ve münhasır bir takip açılmasının kötü niyetli olduğu..." ileri sürülmüş olduğu halde, borçlunun bu şikayeti hakkında İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirme yapılmamış ve olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olduğu- O halde, İlk Derece Mahkemesince yapılacak iş, borçlunun tüm şikayet nedenleri hakkında değerlendirme yapılarak yukarıdaki açıklamalar ışığında, HMK'nın 297. maddesine uygun karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, takip talebinde asıl alacak miktarının 55.000,00 TL, işlemiş faizin 326.760,27 TL, toplam alacağın 381.760,27 TL olduğu, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda asıl alacak dışında kalan toplam 326.760,27 TL işlemiş faize de itiraz ettiği ve şikayetinin limit aşımı şikayeti olduğu dolayısıyla ile anılan kararın temyiz kabiliyeti bulunduğunun anlaşıldığı-
Somut uyuşmazlıkta, borçlunun ayıplı aracın teslim edilmediğinden muhtıra gönderilemeyeceğine ve muhtırada faiz istenemeyeceğine ilişkin şikayeti hakkında İlk Derece Mahkemesi ve Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirme yapılmadığı-ve olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği-
İcra takibinin dayanağı mahkeme kararında " .A.Ş. hissesinin ... kısmının iptaline ve bu payın davacıya ait olduğunun tespitine, hüküm özetinin Ticaret Sicil Müdürlüğüne bildirilmesine..." karar verildiği- Bir işin yapılmasına ilişkin olmak üzere verilen eda hükmü içeren kararların ilamlı icraya konu edilebileceği- Takip dayanağı ilamda, bu yönde bir eda hükmü oluşturulmadığından, ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerinin istenebilmesi mümkünse de, ilamın diğer tespite ilişkin kısmının icra yolu ile infazının mümkün olmadığı-
