İflas idaresinin seçimine ilişkin işlemin iptali isteminin reddine ilişkin icra mahkemesinin verdiği ilk karar kesin nitelikte olduğundan istinaf başvuru dilekçesinin reddine ilişkin ek karar yerinde görülerek şikayetçi idarenin istinaf başvurusu esastan reddedildiği, bu durumda hem iflas idaresinin seçimine ilişkin kararın kesinleşmiş olması hem de iflas idaresinin seçilmesi ile birlikte çalışmaya başlamasına engel bir düzenlemenin bulunmadığı-
HMK.'nin 366. maddesi yollaması ile temyizde de uygulanması gereken 344. maddesine göre, verilen süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verme yetkisinin bölge adliye mahkemesine ait olduğu, ne var ki 'masraf ve harcın süresinde yatırılmaması halinde dosyanın bölge adliye mahkemesince temyiz başvurusunun yapılmamış sayılmasına' karar verilmeden Yargıtay'a gönderilmesi durumunda, HMK.'nin 344. maddesine göre, bu konuda bir karar verilmek üzere dosya mahalline geri çevrilmeden doğrudan doğruya Yargıtayca da 'temyiz isteminin reddine' karar verilebileceği-
Genel Kurul kararı ile derneğin feshine karar verilerek tasfiye kurulunun seçildiği, derneğin borcunun bulunduğu ve tasfiye işlemi yapılmadığından dernek kütük kaydının silinmesi işleminin iptal edildiği, derneğin tasfiye sürecinin devam ettiğinin anlaşıldığı dosyada; borçlu Spor Klübü'nün borçlarından Belediyenin sorumlu tutulamayacağı ve şikâyetçi Belediyeye1 borç ödeme muhtırası gönderilemeyeceği-
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen ipoteğin terkin işleminin iptaline ve ipotek hakkının devam ettiğinin tespitine ilişkin kararda İcra Müdürlüğünce yerine getirilecek bir hüküm bulunmadığı, ipotekli taşınmaz üzerine 150/c şerhi konulması veya kaldırılmasına ilişkin bir işlem hususunda karar verilmediği, İcra Müdürlüğünün alacağın temliki yönündeki işlemlerin Tapu Müdürlüğüne bildirilmesi konusunda bir yükümlülüğünün olmadığı, ipotek tescil edildikten sonra temin ettiği alacağın temlikiyle birlikte bu hakkın temlik alana geçeceği, alacağın temliki ve ipotek tesisi işlemlerinin icra takibi dışındaki işlemler olduğu, şikayet reddedildiğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu-
Takibe konu ipoteğin, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olduğu, ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu'na tabi olduğundan ve kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabileceği ve borçluya İİK.'nin 149/b maddesi uyarınca ödeme emri gönderilebileceği, borçlunun başvurusunun borca itiraz niteliğinde olduğu, İİK.'nin 149/b maddesine göre borca itirazın icra dairesine yapılması gerektiği-
Takipte taraf sıfatı bulunmayan şikayetçi 3. kişinin, haczin kaldırılmasını talep edemeyeceği-
Dosya alacağının haricen tahsil edildiğinin icra müdürlüğüne bildirildiği, ödeme emri tebliğinden sonra hacizlerin kaldırılması talep edildiğinden harç ödenmesi zorunlu olduğu-
Alacaklının şikayetinin kabulüyle Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen ilama aykırı olarak verilen müdürlük kararının kaldırılması gerektiği-
Şikayetin kabulü karşısında karar ilam harcının harçtan muaf olmayan davalıya yükletilmesi gerekirken mahkemece, "Davacı kurum harçtan muaf olduğundan alınması gereken harcın hazine üzerinde bırakılmasına" şeklinde karar verilmesinin hatalı olduğu-
“KDV ödemesinin iadesi” talepleri hakkında, vergi mahkemelerinin görevli olduğu ve icra mahkemelerinin bu talepler hakkındaki istemlerin 'usulden reddine' karar vermeleri gerekeceği-