İtiraz dilekçesinin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine sunulmasının gerekli olduğu-
Takip konusu bononun taraflar arasındaki ilişkinin teminatı olarak verildiğinin anlaşılması halinde, senedin kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi içermediği kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Takip talebinde borçlu olarak gösterilmemiş olan şikayetçi adına icra müdürlüğünce ödeme emri gönderilmesinin yasal dayanaktan yoksun olduğu, hakkında yasal takip talebi düzenlenmeyen 3. kişiye ödeme emri düzenlenmesinin ona borçlu sıfatı kazandırmayacağı-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürenin geçmesinden sonra yapılan borca itirazın süre aşımından reddedilmesi gerekeceği-
6100 s. (yeni) HMK.'nun 17. maddesinde 'tacirler veya kamu tüzel kişileriyle diğer kişilerin yetki sözleşmesi yapmak açısından birbirinden ayırt edilmiş oldukları, tacirler veya kamu tüzel kişileri, gerçek kişilere göre daha güçlü konumda bulunduklarından daha zayıf konumda olan kimselerin daha güçlü olan tacir veya kamu tüzel kişilerine karşı korunma ihtiyacının ortaya çıkması nedeniyle kabul edilen yeni düzenlemede tacirler veya kamu tüzel kişileri dışındaki kimselerin kendi aralarında yetki sözleşmesi yapmalarının kabul edilmemiş olduğu; maddedeki 'tacir' sözcüğü ile anlatılmak istenenin, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişilerden olması gerektiği- HMK. hükümleri tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağından (HMK. mad. 448), yetki itirazının, takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince değerlendirilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından icra takip dosyasına elden veya banka aracılığıyla yeniden para yatırılması, maaşından haciz işlemi neticesinde para kesilmesi ile icra takip dosyasında bu paraların alacaklı vekiline ödenmesi TTK’nun 662. maddesinde sayılan icra takibi işlemi olmadığından bono için öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu-
Tebligatın, tebligat Kanunu'nun 21. maddesine göre yapılmasına rağmen, tebligat tüzüğünün 28. maddesinin uygulanmadığı durumlarda, yani muhatabın adreste bulunmama nedeni tesbit edilmekle birlikte, tevziat saatinden sonra adrese dönüp dönmeyeceğinin belirlenip tevsik edilmemiş olması halinde, yapılan tebligatın usulsüz sayılacağı-
Süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği halde bankaca “ibraz tarihi” yazılmadığı için “adi havale” hükmünde olan (çek sayılmayan) belgeye dayanarak yapılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonra işleyecek zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-