Müdürlerin, esas itibariyle ticari mümessil niteliğinde olduklarından bir başka kişiyi ticari mümessil tayin etme yetkisine haiz olmadıkları, ayrıca sözleşmede aksine hüküm olmadıkça ticari mümessiller ile bütün işletmeyi idare selahiyetine haiz olan ticari vekillerin, şirketi oluşturan ortaklar kurulu kararı ile tayin olunabilecekleri-
Çekin kaybolması nedeniyle açılan davada verilmiş bulunan iptal kararının, bir ilam değil, tespit niteliğini haiz bir karar olduğu, ayrıca bu kararın, hasımsız olarak verilmiş bulunduğundan davada taraf olmayan iyi niyetli üçüncü kişileri bağlamayacağı, bu hususun, ticari senetlerin güvenli tedavül etmesinin de tabii sonucu olduğu, diğer taraftan dosyada, alacaklı cirantanın çekin kaybolduğunu bildiği ve bu hususu bile bile borçlunun zararına olarak çeki devraldığı yolunda bir iddianın da ileri sürülmediği-
'Eşin ancak diğer eşin rızası ile kefil olabileceğini’ düzenleyen TBK’nun 584. maddesinin, kambiyo senedini kefil/aval sıfatıyla imzalayan eşler hakkında uygulanamayacağı-
Kambiyo senetlerinde ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresi 5 gün, ödeme süresinin ise 10 gün olduğu, bu takip şeklinde ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin de 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haczin hükmün ve sonuçlarını doğuracağı, borçlu süresi içerisinde itiraz etmezse ihtiyati haczin kendiliğinden kesin hacze dönüşeceği (İİK'nın 264/5.), buna göre şikayet olunanın ihtiyati haczi 10 günlük ödeme süresinin geçmesi ile kendiliğinden kesin hacze dönüşmüş olduğundan, şikayet olunan alacaklının ihtiyati haczi kesin hacze dönüştükten sonra, yatırdığı teminatın iadesi amacıyla ihtiyati hacizden feragatinin kesin haczini ortadan kaldırmayacağı-
Takip dayanağı bono metinlerinde vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonoların muacceliyet kesbedeceği yönünde kayıt bulunmasının bu senetlerin kambiyo senetleri olma niteliğini etkilemeyeceği ancak bu gibi kayıtlar yazılmamış sayılacağı, muacceliyet koşulunun ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe anılan kayıt ilgililer yönünden hiçbir sonuç doğurmayacağı, icra takibine ihtiyati haciz kararı ile başlanmış olmasının da - ihtiyati haciz kararı İİK. 257/II'deki koşullara göre verilmediğinden- bonoların muaccel olmasını sağlamayacağı-
HMK.’nun tamamlanmış işleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması gerektiğinden (HMK. mad. 448), yetki itirazının takip tarihi itibariyle yürürlükte olan HMK. mad. 17. gereğince değerlendirilmesi gerekeceği ve tarafların tacirler olmaması halinde bonodaki yetki şartı geçerli olmayacağı-
Borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, takip konusu alacak borçlu şirketin şubesinin bir işleminden veya düzenlenmesinden doğmuşsa şubeye yapılan ödeme emri tebliğinin geçerli kabul edilmesi gerekeceği-
Alacaklının bir adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı olan bonoda D.li icra mahkemelerinin yetkili kılındığı; takibe konu olan bonoda D.li mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılmasının yetki sözleşmesi niteliğinde olup, borçlunun tacir olmadığı anlaşıldığından takip tarihi itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu-
Takip borçlularından adresi Kartal olan şahsa ödeme emrinin bu adreste tebliğ edildiği, aynı borçlunun da ayrı bir dava ile yasal itiraz süresi içinde icra mahkemesine yetki itirazında bulunduğu anlaşıldığından, diğer borçlu yönünden de Kartal İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleşmeden borçlu şirket tarafından icra mahkemesine yetki itirazında bulunulduğundan bahisle artık HMK'nun 7/1. maddesinin uygulanamayacağı-