Borçlunun ödeme emrinin tebliğinden önce ihtiyati haciz işlemi ile takipten muttali olarak harcını ödemek suretiyle süresinde yetkiye, borca ve imzaya itiraz ettiği anlaşıldığından, yetki itirazı dışındaki itirazlarının incelenmesi gerekeceği, davanın süresinde açılmadığından bahisle reddinin isabetsiz olacağı-
Ödeme emrinin tebliğ tarihi, takip tarihinden önceye ait olamayacağından, ödeme emrinin tebliğ tarihi Posta İdaresinden sorulup tespit edildikten sonra, itirazın sürede olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre senedin kötüniyetle doldurulup takibe konulduğu ve borçlu olunmadığı itirazının değerlendirileceği-
Borca itiraz üzerine icra mahkemesince verilen kararın maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği ve zamanaşımı unsurunun icra mahkemesince verilmiş bir kararla belirlenemeyeceği-
Açıkça takip konusu senede atıf yapmayan ödeme belgesinde yer alan ödemelerin alacaklı tarafından kabul edilmedikçe senet bedeline mahsuben yapıldığının kabul edilemeyeceği, ibraz edilen dekont, makbuz, ödeme belgesi vb. belgelerde, açıkça takip konusu senede (senetlere) atıf yapılmamış olması halinde, ödemenin takip konusu senet (senetler) için yapılmış olduğunu borçlunun isbat etmesi, aksi takdirde itirazın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.'nun 19. maddesine göre 5 günlük itiraz süresinin hesabında, tebligatın yapıldığı ilk günün dikkate alınmayacağını ve sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde, sürenin, tatili takip eden günde biteceği-
Beş günlük itiraz süresinin son gününün resmi tatil gününe rastlaması halinde, ertesi gün mesai saati sonuna kadar yapılacak olan itirazın geçerli ve süresinde yapılmış sayılacağı-
Süresinde muhatap bankaya ibraz edildiği halde bankaca “ibraz tarihi” yazılmadığı için “adi havale” hükmünde olan (çek sayılmayan) belgeye dayanarak yapılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonra işleyecek zamanaşımı süresinin on yıl olduğu-