Çek hakkında zamanaşımı süresi ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olacağı ve takibe konu çekin ibraz süresinin bitim tarihi 03.02.2012 tarihinden önce olduğundan eski yasanın yürürlükte olup uygulanacak zamanaşımı süresinin 6 ay olacağı-
K. takdirinin -Tebligat Kanunu mad. 10/2 göz ardı edilerek- haczedilmezlik şikayetinde bulunan borçlunun daha önce tebligat yapılan bilinen son adresine tebliğe çıkarılmaksızın, doğrudan Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, bu durumda, borçlunun, hacizden, öğrendiğini bildirdiği tarihten daha önce muttali olduğuna dair bir belge de olmadığından, haczedilmezlik şikayetinin, İİK. mad. 16/1’de öngörülen yasal yedi günlük sürede olduğunun kabulünün gerekeceği- Takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceği ve ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekeceği, ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının da yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde, itiraz edilmeyerek kesinleşen oran üzerinden faizin hesaplanması gerekeceği-
Mahkemece, 5 günlük yasal süre içerisinde yetkiye, imzaya ve borca itiraz yoluna başvurulmuş olması nedeniyle işin esasına girilerek oluşacak sonuca göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinin gerekeceği-
Alacaklı tarafından bir adet bonoya dayalı olarak hakkında başlatılan kambiyo senetlerin özgü haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine İİK'nun 168/4. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurusunda imzaya ve borca itiraz ettiği, mahkemece; borçlunun başvurusunun yalnızca borca itiraz mahiyetinde olduğu değerlendirilerek, imzaya itirazı incelenmeksizin itirazın reddine karar verildiğinin görüldüğü, mahkemece; borçlunun imzaya itirazının İİK'nun 170. maddesi gereğince yöntemince incelenmesinin ve oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece hükme easas alınan 17.03.2014 tarihli bilirkişi kurulu raporu gerekçesinin “c” bölümünde takibe konu senetteki imzalar ile A.Ş.'ün mukayese imzalarının karşılaştırıldığı ve “her ne kadar imzaların başlangıç kısımları itibariyle farklılık görülmüş ise de; imzaların inşa'a karakteri, 'A' harfinin devamında yapılan el hareketlerinin tersim edilişleri, imzaların nihayate erdirilişleri,imzaların işleklik dereceleri, kaligrafik ve itiyadı diğer husususiyetler yönünden kısmi ve bölgesel nitelikte uyum ve benzerlikler tespit ve müşahade edilmiştir.” şeklindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine aidiyeti konusunda tereddüt uyandıracak açıklamalara yer verildikten sonra, raporun sonuç kısmında senetteki imzaların “A.Ş.'ün eli ürünü olduğu (müspet)” şeklinde kesin kanaat bildirildiği, bu haliyle, raporun, itiraza konu edilen imzanın aidiyeti konusunda hüküm kurmaya elverişli olmadığının görüldüğü, o halde; mahkemece yeniden üç kişilik bir bilirkişi heyetinden kuşkudan ari Yargıtay denetimine ve hüküm kurmaya elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlunun yasal 5 günlük süreden sonra yaptığı itirazın süresinde olmadığından reddi gerekeceği-
Takibin başlatılmasından sonra borcun ödenmiş olması nedeniyle alacaklının takip yapmasında haklı olduğu gözetilerek, ödeme tarihine kadar işleyen ve ödenmeyen faiz, icra masraf ve vekalet ücreti yönünden takibini devam ettirebileceği-
Ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu vekilinin itiraz dilekçesinin mahkeme hakimi tarafından havale edilerek uyapta onaylanan tahsilat makbuzuna göre belirtilen tarihte uyap sistemine onaylanarak kaydedildiği, bu durumda, itiraz tarihi sisteme kayıt tarihi olup, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun beş günlük sürede olduğunun kabulü gerekeceği-
Örnek 10 numaralı ödeme emrine itirazın süresinin son günü resmi tatil gününe rastladığı, bu tarihi takip eden tarihte yapılan itirazın İİK’nun 168/5 maddesinde öngörülen yasal beş günlük sürede olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçluya örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliğinden sonra yasal 5 günlük itiraz süresinin son gününün hafta sonu tatili olan C.rtesi gününe rastladığı, bu durumda sürenin, söz konusu günü takip eden Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona ereceğinden ve borçlunun itiraz ve şikayet dilekçesini süresinde verdiğinin kabulü gerekeceği-