Takibe konu 28.02.2012 keşide tarihli çekin 10 günlük ibraz süresine tabi olduğu, ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra olduğundan, bu çeke (3) yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve mahkemece, zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının -davalı alacaklı tarafından, alacağın varlığının def’i yoluyla ileri sürülmesi koşulu ile- dava konusu kambiyo senedinin bağlı olduğu zamanaşımı süresini keseceği-
Tarafların tacir olduğunu ilişkin bir belge bulunmadığına göre, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK'nun 17. maddesi gereğince bonodaki yetki (kaydının) sözleşmesinin geçersiz olacağı-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde, örnek 10 no'lu ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; İİK'nun 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük itiraz süresinin son gününün hafta sonu tatili olan Pazar gününe rastladığı, bu durumda sürenin, söz konusu günü takip eden Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona ereceğinden bahisle borçlu vekilinin yaptığı imzaya itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Takip dayanağı bonolardan ”vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonolarında muacceliyet kespedeceği” yolunda kayıt bulunmasının, bu senetlerin kambiyo senedini olma özelliğini etkilemeyeceği, bu gibi kayıtların yazılmamış sayılacağı- Muacceliyet koşulu ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe anılan kayıtların ilgililer yönünden sonuç doğurmayacağı-
Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun borca itiraz niteliğindeki başvurusunu 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusundan sonra alacaklının takipten vazgeçtiği ve bu talebin haktan feragat anlamına gelmediği anlaşıldığından, borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti ve diğer itirazlarının incelenerek sonuçlandırılması gerekeceği-
Borçlunun, dayanak çekte hiç imzasının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun "borca itiraz" niteliğinde olup, itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği-
Bonoya dayalı takiplerin, borçlunun ikametgahının (yerleşim yerinin) bulunduğu yerdeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda ödeme yeri tanzim yeri kabul edileceğinden bononun tanzim yerince icra takibi yapılabileceği- İİK. mad. 50 göndermesi ile uygulanması gereken HMK. mad. 7/1’ e göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği ve bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün borçlulardan biri için genel yetkili icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için geçerli olduğu-
Tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmesi gerektiği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-