"Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği" şeklindeki Nüfus Hizmetleri Kanununun ilgili madde hükmü (cümlesi) Anayasa'ya aykırılık sebebi ile iptal edildiğinden, TMK. mad. 27'deki haklı nedenin varlığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu çekin 10 yıllık ibraz süresine tabi olduğu, çek hakkındaki zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınacağından ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra olduğundan, çeke (3) yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, bu 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından bahisle borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verileceği-
Tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihlerin gerçekliğini ve varlığını koruyacağı- Ne zaman çekildiği belli olmayan icra dosyası arasında yer alan senet fotokopisinde lehtar, keşide tarihi ve vade tarihinin bulunmamasının, takibe dayanak bono aslında söz konusu unsurların mevcut olması karşısında hiç bir anlam ifade etmeyip sonuca etkili olmayacağı, borçlular tarafından da senedin alacaklıya verildiği sırada lehtar, keşide tarihi ve vade tarihi kısımlarının boş olduğu iddia ve ispat edilmiş olmadığı-
"Takip dayanağı çekleri keşideci şirket tarafından verilen vekaletnamedeki yetkiye istinaden keşideci adına imzaladığını ve bu nedenle takip konusu çeklerden dolayı şahsi sorumluluğunun bulunmadığını" ileri süren borçlunun bu başvurusunun "borca itiraz" niteliğinde olduğu- Borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece "takibin iptaline" değil "durdurulmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu 28.02.2012 keşide tarihli çekin 10 günlük ibraz süresine tabi olduğu, ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra olduğundan, bu çeke (3) yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve mahkemece, zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Ticari vekil olarak atanan kimse adına düzenlenen vekaletnamelerde şirket nam ve hesabına kambiyo senetlerinden olan bono düzenleme yetkisinin olmadığından borçlu şirketin borca itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-Ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken; ticari vekilin temsil yetkisinin sicile tescil edilemeyeceği-
Tarafların tacir olduğunu ilişkin bir belge bulunmadığına göre, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK'nun 17. maddesi gereğince bonodaki yetki (kaydının) sözleşmesinin geçersiz olacağı-
Borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının -davalı alacaklı tarafından, alacağın varlığının def’i yoluyla ileri sürülmesi koşulu ile- dava konusu kambiyo senedinin bağlı olduğu zamanaşımı süresini keseceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde, örnek 10 no'lu ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; İİK'nun 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük itiraz süresinin son gününün hafta sonu tatili olan Pazar gününe rastladığı, bu durumda sürenin, söz konusu günü takip eden Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona ereceğinden bahisle borçlu vekilinin yaptığı imzaya itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Takip dayanağı bonolardan ”vadesinde ödenmediği takdirde müteakip bonolarında muacceliyet kespedeceği” yolunda kayıt bulunmasının, bu senetlerin kambiyo senedini olma özelliğini etkilemeyeceği, bu gibi kayıtların yazılmamış sayılacağı- Muacceliyet koşulu ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe anılan kayıtların ilgililer yönünden sonuç doğurmayacağı-