Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun borca itiraz niteliğindeki başvurusunu 5 gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusundan sonra alacaklının takipten vazgeçtiği ve bu talebin haktan feragat anlamına gelmediği anlaşıldığından, borçlunun ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti ve diğer itirazlarının incelenerek sonuçlandırılması gerekeceği-
Borçlunun, dayanak çekte hiç imzasının bulunmadığını ileri sürerek takibin iptali istemi ile icra mahkemesine yaptığı başvurunun "borca itiraz" niteliğinde olup, itirazın ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği-
Bonoya dayalı takiplerin, borçlunun ikametgahının (yerleşim yerinin) bulunduğu yerdeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, ödeme yeri gösterilmeyen bonoda ödeme yeri tanzim yeri kabul edileceğinden bononun tanzim yerince icra takibi yapılabileceği- İİK. mad. 50 göndermesi ile uygulanması gereken HMK. mad. 7/1’ e göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yeri icra müdürlüğünde takip yapılabileceği ve bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamayacakları, ancak, anılan hükmün borçlulardan biri için genel yetkili icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali için geçerli olduğu-
Tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmesi gerektiği, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, taleple bağlılık ilkesi gereğince borçlunun ödeme emrinin iptaline yönelik şikayeti ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken taleple ilgisi bulunmayan yetki itirazının reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şirket yetkilisinin kaşe dışında, açıkta herhangi bir imzası bulunmaması halinde, kaşe üzerine atılan imzaların şahsı adına değil, kaşesi bulunan şirketi temsilen bu şirketi borçlandırmak iradesi ile atıldığı ve şirketi borç altına soktuğu kabul edilmesi gerekeceği-
Borçlunun borcu kabul etmesi halinde İİK'nun 170/a-son maddesi uyarınca artık dayanak senedin teminat olarak verilip verilmediği üzerinde durulamayacağı,mahkemece, borçlunun ödeme iddiasının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ edildiğinden sonra icra mahkemesine yapılan borca itirazın İİK.'nun 168/5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süreden sonra yapıldığı, istemin süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-