6273 Sayılı Kanun ile çeklerde 6 ay olan zamanaşımı süresinin 3 yıla çıkarıldığı, kural olarak yasalar yürürlüğe girdiği tarihten önceki olayları etkilemeyeceğine göre; çekler yönünden zamanaşımı süresinin başladığı yani ibraz süresinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan yasada öngürülen zamanaşımı süresinin uygulanacağı, takibe konu çekin ibraz süresinin bitim tarihi,6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden sonra olduğundan uygulanacak zamanaşımı süresi 3 yıl olup, borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verileceği-
Şirket temsilcisinin şahsen sorumlu olabilmesi için şirket kaşesi dışında ayrı bir imzasının bulunmasının yeterli olduğu, her iki imzanın da kaşe üzerinde bulunması halinde ise yetkili temsilcinin sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, bir diğer ifade ile senette atılan her iki imza da şirket kaşesi üzerine atılmışsa, burada artık aval olgusundan söz edilemeyeceği-
Borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını ve imza itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi gerektiği-
Murisin külli halefi olan mirasçının, asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunmasının mümkün olmayacağı- Muris hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakkında takibe devam edilmiş olduğundan, bu takibin muris hakkındaki takibin devamı niteliğinde olduğu ve kendilerine ödeme emri çıkarltılan borçlu mirasçıların murisin ölümünden önce işlem yapılmadığından bahisle zamanaşımı itirazında bulunamayacakları-
Mahkemece, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı tarafından zamanaşımını kesen işlemlerin yapıldığı ve üç yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlu şirket yetkilisinin tebligat anında cezaevinde bulunması tebligatın geçersizliğine neden olmayacağı, İİK mad. 168/5 uyarınca 5 günlük itiraz süresi içerisinde borçlu yetki itirazında bulunmadığından itirazın süre yönünden reddi yerine itiraz dilekçesinde alacaklının isminin yanlış yazıldığından bahisle usulden ret kararı verilmesi isabetsiz olmakla birlikte anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından ve sonuçta istem reddedildiğinden sonucu doğru mahkeme kararının onandığı-
Bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 s. TTK'nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği- Keşideci ve lehtarın tacir olduğunu ilişkin bir belge bulunmadığına göre, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan HMK'nun 17. maddesi gereğince bonodaki yetki (kaydının) sözleşmesinin geçersiz olacağı-
Vekile açıkça kambiyo senedi düzenleme yetkisi verildiğinden, adı geçen vekil tarafından düzenlenen çekten dolayı vekalet veren borçlunun sorumlu olacağı-
Çekin muhatap bankaya yasal on günlük ibraz süresi geçtikten sonra ibraz edildiği dolayısıyla da anılan belgenin kambiyo senedi vasfının bulunmadığından, adi senet hükmündeki belgenin 10 yıllık zamanaşımına tabi olacağı-