Ödeme emri borçluya tebliğ olunmasa dahi, alacaklının takibi sürdürme iradesinin varlığı halinde, borçlu takibe haricen muttali olduğunu bildirerek takibin şekline göre mahkeme nezdinde itirazlarını ileri sürebileceği- Çeke dayalı takibin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde “yetki itirazı”nın beş günlük süre içinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekeceği-
İİK'nın 168. maddesi uyarınca kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, ödeme emrine karşı itiraz ve şikayet süresinin 5 gün, ödeme süresinin ise 10 gün olduğu, ödeme süresi geçmeden kesin haciz konulamayacağından, henüz kesin haciz yetkisine sahip olmayan alacaklının ihtiyati haczinin 5 günlük itiraz ve şikayet süresinin geçmesiyle değil, İİK'nın 264/son maddesi uyarınca 10 günlük ödeme süresinin geçmesiyle kesinleşerek, sıra cetveli açısından kesin haciz hüküm ve sonuçlarını doğuracağı-
Yetki itirazı konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden esasa ilişkin itiraz nedenleri incelenerek hüküm tesis edilemeyeceği-
Mahkemece ödeme emri tebliğ işlemine ilişkin şikayetin İİK'nun 16/1. maddesinde belirtilen (7) günlük yasal süreden sonra, buna bağlı olarak İİK'nun 170/a maddesi gereğince yapılan şikayetin ise aynı Kanunun 168/3. maddesi uyarınca (5) günlük yasal süreden sonra yapılmış oldukları anlaşıldığından her iki istemin de süre aşımı nedeniyle reddi gerekeceği-
"Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği" şeklindeki Nüfus Hizmetleri Kanununun ilgili madde hükmü (cümlesi) Anayasa'ya aykırılık sebebi ile iptal edildiğinden, TMK. mad. 27'deki haklı nedenin varlığı araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Takibe konu çekin 10 yıllık ibraz süresine tabi olduğu, çek hakkındaki zamanaşımı süresi, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağından, çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zamanaşımı süresinin nazara alınacağından ibraz süresinin bitim tarihi 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden sonra olduğundan, çeke (3) yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağı, bu 3 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından bahisle borçlunun zamanaşımı itirazının reddine karar verileceği-
"Takip dayanağı çekleri keşideci şirket tarafından verilen vekaletnamedeki yetkiye istinaden keşideci adına imzaladığını ve bu nedenle takip konusu çeklerden dolayı şahsi sorumluluğunun bulunmadığını" ileri süren borçlunun bu başvurusunun "borca itiraz" niteliğinde olduğu- Borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, mahkemece "takibin iptaline" değil "durdurulmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Tamamen doldurulmamış bononun tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihlerin gerçekliğini ve varlığını koruyacağı- Ne zaman çekildiği belli olmayan icra dosyası arasında yer alan senet fotokopisinde lehtar, keşide tarihi ve vade tarihinin bulunmamasının, takibe dayanak bono aslında söz konusu unsurların mevcut olması karşısında hiç bir anlam ifade etmeyip sonuca etkili olmayacağı, borçlular tarafından da senedin alacaklıya verildiği sırada lehtar, keşide tarihi ve vade tarihi kısımlarının boş olduğu iddia ve ispat edilmiş olmadığı-