İmzaya itirazda, "imzanın borçluya ait olduğunu" kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu-
Borçlu, her ne kadar talep dilekçesinde, ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu belirtmiş ise de devamında 2011 yılında takipten haberdar olduğunu ve alacaklı ile görüşerek hacizlerin kaldırılmasını sağladığını beyan ettiği, 13.11.2007 tarihinde başlatılan takipte, her ne kadar borçluya yapılan ödeme emri tebligatı usulsüz ise de borçlunun en geç 2011 yılında takipten haberdar olmuş, ancak 05.09.2013 tarihinde mahkemeye başvurarak alacaklı sıfatına itiraz ile takibin iptalini talep ettiği, o halde mahkemece istemin süre aşımından reddinin gerekeceği-
Borca itiraz, İİK'nun 168/1-5. maddesinde öngörülen yasal 5 günlük süre geçirildikten sonra yapılmış olduğundan, borçlular hakkındaki takibin kesinleşmiş bulunduğu, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddine ilişkin mahkeme kararını icra mahkemesine sunmak suretiyle takibin iptalini isteyemeyeceği-
Pazar günü resmi tatil olduğundan ve itiraz süresinin son günü tatile rastladığı için tatili takip eden ilk iş günü yapılmış olan itirazın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Borçlunun takip dayanağı kambiyo senedindeki imzaya itirazının İİK.nun 170. maddesi gereğince incelenebilmesi için, borçlunun imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki iddiasını beş gün içinde ve açıkça icra mahkemesine bildirmesi gerektiği-
Borçluların mirası reddetmeleri sebebiyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz olup, borca itirazın ise takibin şekline göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük sürede icra mahkemesine yapılması zorunlu olduğundan yasal bu süreden sonra yapılan başvurunun mahkemece süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun dava dilekçesinde gösterdiği adresine usulüne uygun olarak duruşma davetiyesi tebliğ edilmeden, duruşma gününden haberdar olmadığı halde duruşmaya gelmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinın HMK.'nun 150/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, ödeme emrinin borçluya 03/06/2014 tarihinde tebliğ edildiği halde borçlu yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 10/06/2014 tarihinde itiraz ve şikayette bulunduğundan istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekeceği-
Mahkemece, HMK'nun 266.maddesi gereğince dayanak senetteki rakamla gösterilen kısmı ile bedel yazan kısmında tahrifat yapılıp yapılmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borca ve yetkiye itiraz eden borçlunun öncelikle yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi, yetki itirazının yerinde görülmemesi halinde diğer itiraz nedenlerinin değerlendirilmesi gerektiği-