Mahkemece; içeriği benimsenen ve usulüne uygun olarak düzenlenmiş olduğu anlaşılan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan rapor göz önünde tutularak imzaya itirazın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı-
Takip dayanağı bonoda Simav mahkemelerinin (icra dairelerinin) yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde ise de, muteriz borçlunun tacir olmadığı anlaşıldığından takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, öte yandan takip dayanağı bonoda keşideci ve muteriz borçlu adresinin Isparta olarak yer aldığı, örnek 10 ödeme emrinin de borçlunun ikametgah adresi olan Isparta adresinde tebliğ edildiğinin görüldüğü, o halde mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda itirazda bulunan keşideci gerçek kişi olup, dosyada tacir olduklarına ilişkin belge bulunmadığından yetki kaydının geçersiz olduğu- Ayrı bir tanzim yeri bulunup ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri sayılacağı- İhtiyati haciz kararını veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, icra takibi için yetkili olamayacağı-
Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte imzaya ve borca itirazın, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra mahkemesine yapılması gerekmekte olup, bu sürenin hak düşürücü süre niteliğinde olduğundan ıslah yoluyla dahi ortadan kaldırılamayacağı, dolayısıyla bu sürenin mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği-
Borçlunun, borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapmasının zorunlu olduğu-
Mahkemece, sunulan raporlar, tedavi ve hasta takip evrakları, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı veya tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek, şirketin yetkilisinin, senedin tanzim tarihi itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK.nun 50. maddesi göndermesiyle, bonoya dayalı olarak, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ancak, TTK'nun 689/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabileceği-
İİK. mad. 168/4 gereğince, borçlunun imzaya itirazını, ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorunda olduğu, bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan mahkemece re'sen gözetilmesi gerektiği-
Alacaklı cirantanın taraf olmadığı menfi tespit davasında verilen tedbir kararının alacaklıyı bağlamayacağı-