Çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde, borçlunun yetki itirazını yasal süre geçtikten sonra ileri sürdüğü -
"Bonodaki imzaların şirketi bağlayıcı nitelikte olmadığı"nın belirtilmesinin, bononun şirketi temsile yetkili kişi veya kişilerce düzenlenmediğine ilişkin olup İİK. mad. 168/5 ve 169 uyarınca borca itiraz niteliğin olduğu-  Bononun keşide tarihi itibariyle borçlu şirketin yetkili temsilcilerinin Ticaret Sicil Memurluğu'ndan tespitiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 168/4-5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan icra takibinde imzaya ve borca itirazın (5) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunlu olduğundan, somut olayda ise itraz yasal 5 günlük sürede yapılmadığından mahkemece, istemin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği -
Çeke dayalı takibin, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. mad. 6) ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. mad. 10) ve ayrıca İİK. mad. 50/1 uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabileceği-
Eldeki ödeme itirazı takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ait olmakla itirazın yasal dayanağı İİK'nun 71. maddesi olup itiraz süreye tabi olmayacağı, şikayet konusu  yapılan itfa itirazı yönünden HMK'nun 303. maddesi anlamında kesin hüküm niteliğini taşımayacağı -
HMK.nun 7. maddesine göre borçlu birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerinde takip yapılacağı ve bu durumda diğer borçluların yetki itirazında bulunamayacağı ancak, anılan hüküm yalnız borçlulardan birinin yerleşim yerindeki (onun için genel yetkili) icra dairesinde takip yapılması hali için geçerli olduğundan bu durumda takibin diğer borçluları yönünden İstanbul İcra Dairesi genel yetkili olmadığından, HMK.nun 7/1. maddesinin uygulanması mümkün olmayacağı - İİK.nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK.nun 447/2. maddesi atfıyla HMK.nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirleneceği ve takip dayanağı akdin yapıldığı icra dairesi de takibe yetkili olacağı, diğer yandan çekin keşide edildiği yer ile muhatap bankanın bulunduğu yer de İstanbul olmadığından, muteriz borçlu yönünden İstanbul İcra Dairelerinde takip yapılması mümkün olmadığından mahkemece yetki itirazının kabulü ile icra takip dosyasının tefrikine ve muteriz borçlu yönünden karar kesinleştiğinde ve talep halinde icra takip dosyasının Sakarya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği - İİK'nun 50. maddesi yollaması ile kıyasen uygulanması gereken 1086 sayılı HUMK'nun 12. maddesinin, 6100 sayılı HMK'da karşılığı olan bir düzenleme bulunmadığı ve bu nedenle, ihtiyati haciz kararının uygulanmasından sonra bu kararı veren mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin, salt o yer mahkemesince ihtiyati haciz kararı verilmesi nedeniyle yetkili hale gelmeyeceği-
Takibin kesinleşmesinden önce borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirdiğinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu, yetki itirazı ile birlikte borca itirazlarını bildirmemiş olsa bile yetkili icra dairesince gönderilen ödeme emrinin tebliği üzerine süresi içinde yetkili icra mahkemesine borca itirazlarını sunabileceği-
Takip dayanağı çekler kambiyo senedi vasfında olduğuna göre alacağa 3095 Sayılı Kanun'un 2/2.maddesinde öngörülen avanslarla ilgili ticari işlerdeki temerrüt faiz oranı üzerinden faiz hesaplanması gerekeceği-
Üst yönetimin yapmış olduğu işletme projesi birçok parsel üzerindeki sitedeki yapıların malikleri arasında düzenlendiğinden, uyuşmazlığın genel hükümlere  göre çözümlenmesi gerektiği ve bunun hakkında Kat Mülkiyeti Kanunu'nun uygulanamayacağı- Kat malikleri kurulunun işletme giderleri ile ilgili kararları ve kesinleşen işletme projelerinin İİK. mad. 68 anlamında belge sayılacağı-