Davalı ...' in hazırlık soruşturması aşamasındaki ifadesi ve mahkemenin de kabulüne göre, dayısı olan diğer davalı ...' ın senedi ...' e verdiği, senet karşılığında bir alacağı olmadığı halde bu senedi takibe koyduğu anlaşıldığından davalının icra takibini başlatmakta kötüniyetli olduğu kabul edilerek, bu davalı aleyhine, davacı yararına İİK 72. madde uyarınca kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiği-
Mükerrer icra takibi başlatılması nedeniyle menfi tespit davasının kabulünün isabetli olduğu, ancak icra takibi, İİK. mad. 72/5'de düzenlenen tazminat miktarını %40'dan %20'ye indiren kanun değişikliğinden (05.07.2012'den) önce açıldığından, %40 kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
İ. sözleşmesine dayalı davada, davacı iddiasını yazılı delil ya da delil başlangıcı veya ikrar gibi kesin bir delil ile ispatlayamamış ise de açıkça yemin deliline dayandığını bildirdiğinden, mahkemece davacıya yemin delilini kullanıp kullanmayacağı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Davacı davada davalı tarafından düzenlenen yazılı belgeye dayanmış olup, bu belge 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nda açıklanan biçimde yazılı bir delil niteliğini taşıdığından; murisin vefat ettiği tarihten belgenin düzenlendiği tarihe kadar davalının bu şekilde muristen devralınan ticari işletmenin faaliyetlerinden elde edilen gelirle edindiği taşınır ve taşınmazlar saptanarak miras payı oranında davacı adına tescili ve taşınırların da teslim edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki gayrimenkul alım satım sözleşmesinin düzenlenmesi sırasında taşınmazda davalının kiracılarının oturduğu, davalının bunu öngörerek davacıya taşınmazı boş olarak teslim etmeyi kabul ettiği ancak davalının edimini ifa etmediği, söz konusu edimin ifasının imkansız olduğunun kabul edilemeyeceği gerekçeleri ile davanın kabulüne, alacaklısı davalı ..., borçlusu davacı ... olan 08.11.2012 düzenleme, 15.08.2013 vade tarihli, 32.000,00 TL bedelli senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davasında, davacı, davalı alacaklının iddia ettiği alacağını ödediğini ileri sürdüğünden bu iddiayı ispat yükü kendisine (davacıya) düştüğünden, bu durumun aksine ispat külfetinin davalıya yükletilip davalının savunmasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilemeyeceği-
Menfi tespit ilamlarının, İcra ve İflas Kanunu'nun 72/5. maddesi karşısında kesinleşmeden takibe konulamayacağı, ilam bir bütün olup, ilamda yer alan eklentilerin de aynı kurala tabi olduğu, ilamda yer alan tüm alacak kalemlerinin, ilamın kesinleştiği tarihte muaccel hale geleceği belirgin olmakla, kesinleşme tarihinde itibaren yasal faiz talep edilebileceği-
İhdas nedeni hanesinde “nakden”kaydı bulunan bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, davacı senedin teminat amacıyla boş olarak düzenlendiğini savunmuş olup davalı ise senedin altın karşılığı olduğunu savunduğundan çift taraflı talil söz konusu olup ispat yükünün yer değiştirmeyip ispat yükünün davacı alacaklıda olduğu-
Davacının, menfi tespit davasında, daha önce ileri sürmediği ahlaka ve adaba aykırılık ile ilgili yeni bir iddiada bulunmasının (iddiasını genişletmek suretiyle değiştirebilmesinin), karşı tarafın açık muvafakatine bağlı olduğu- Sahtelik iddiası ile ilgili ceza mahkemesince verilen "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı, hukuk hakimini bağlayıcı değilse de, ceza yargılaması sırasında savcılıkça alınan ve ceza mahkemesinin kararına gerekçe oluşturan rapor ile mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporu arasında çelişki bulunduğundan, raporlar arasındaki çelişkinin, Adli Tıp Kurumu raporunun kesin bir tespit içermemesi de gözetilerek konusunda uzman kişilerden oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden sahtelik iddiası ile ilgili yeni bir rapor alınıp değerlendirilmesi gerektiği-
Bononun mal bedeli karşılığı alındığı savunulmuş olmakla, bononun teslim alınan mal karşılığında düzenlendiğinin bir karine olarak kabulü gerektiği, davacı-borçlunun bunun aksine olarak ileri sürdüğü malın teslim edilmediği, bononun teminat olduğu, bir başka deyişle bedelsiz olduğu iddiasını HMK. mad. 201 gereğince yazılı delille ispat etmesi gerektiği-
Davacının takip dosyasında icra müdürü huzurunda takip konusu borcu faiz ve masraflarıyla beraber kabul ederek iki defa ödeme taahhüdünde bulunduğu ve taahhüdünün davalı tarafça da kabul edildiği, davacının sonradan menfi tespit davası açarak borcunun bulunmadığını, takip dayanağı bononun anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğunu iddia etmesinin çelişkili davranışta bulunma yasağına aykırılık teşkil ettiği ve dinlenemeyeceği menfi tespit davasının reddi gerekeceği-