İstihkak davasının kabulüne ilişkin kararların, tesbit ilâmı niteliğinde olduğundan 12.11.1979 tarih ve 1-3 sayılı İBK. uyarınca kesinleşmeden infazının mümkün olmadığı- Somut olayda, istihkaka ilişkin mahkeme kararına dayanılarak menkullerle ilgili haczin kaldırılması ve menkullerin iadesi talep edildiğinden, buna ilişkin istihkak davasının kabulüne dair karar kesinleşmeden işlem yapılamayacağı-
Temlik alacaklısı, menfi tespit davasına dahil edilmeden alacağın temliki yokmuş gibi davanın görülerek sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, buna ilişkin hükmün temlik alacaklısının icra takibini durdurucu bir etkisinin bulunmadığı ve temlik alacaklısının haciz talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hukuka aykırı olduğu-
Bankalar birer güven ve itimat kurumları olduklarından kural olarak hafif kusurlardan bile sorumlu oldukları, bu itibarla, davacının kişisel bilgilerini koruyamadığı, bu konudaki özen yükümlülüğünü ihmal ettiği sabit olmadığı sürece davacı müşterinin, internet bankacılığı yoluyla 3.kişiler tarafından sahte şifre oluşturulmak suretiyle yapılan harcamalardan dolayı sorumlu tutulamayacağı-
Menfi tespit davalarının adli yargının görev alanına girdiği, yasanın açıkça adli yargıyı görevli kıldığı hallerin idari yargının görev alanı dışında kaldığı- Davacının (birleşen dosyanın davalısı) görevlendirme ile asli görevine ek olarak alacakların takip ve tahsili için döner sermaye işletme müdürlüğünde görevlendirildiği, davacının kendisine DSKP ödenmesi için rektörlüğe başvurduğu, başvurusuna cevap verilmemesi üzerine İdare Mahkemesi'nde dava açarak; kendisine DSKP ödenmesine ilişkin talebinin zımnen reddinin iptalini talep ettiği, idare mahkemesinin istemi reddettiği anlaşılmakla, huzurdaki davaya konu alacak 2002-2009 tarihleri arasındaki DSKP ödemelerine ilişkin olup, İdare Mahkemesinin kararı 30.06.1999 ile 15.11.2001 tarihleri arasındaki döneme ilişkin olduğundan; idare mahkemesince verilen karara dayalı olarak, yetersiz incelemeyle davanın reddinin hatalı olduğu- Bilirkişi raporuna itibar etmemiş, itibar etmeme gerekçesini de gerekçeli kararda açıklamamış olan mahkemece; döner sermeye işletmeleri konusunda uzman üçlü bilirkişi heyetinden; uygulamayı ve somut olayı tam olarak yansıtan, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması, davacının davalı Üniversiteden DSKP talep etmekte haklı olup olmadığının duraksamasız belirlenmesi, ardından tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca uygun bir hüküm verilmesi gerektiği- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için takibe konu alacağın likit olması zorunlu olup, likit olmayan alacak miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği-
Kendi taşınmazından su çıkararak (kuyu, artezyen vs.) ihtiyacı için kullanan kişi ve kurumdan bu su için su bedeli alınamayacağı, ancak taşınmazdan çıkarılan su kullanılarak atık su (kirli su) üretilip bu kirli suda, Belediyenin bakım ve gözetiminde olan kanalizasyon tesisi ile uzaklaştırılıyorsa bu durumda Belediyece atık su bedeli tahakkuk ettirilebileceği- Mahkemece "davacının kullanımı ile ortaya çıkan atık suyun nasıl ve nereye tahliye edildiği"nin mahallinde keşif yapılarak belirlenmesinden sonra karar verilmesi gerektiği-
Hukuki yarar dava şartı olduğundan, itirazın iptali davası devam ederken takip borçlusunun karşı dava açarak menfi tespit talebinde bulunmasının hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddi gerekeceği-
İcra kefilinin yaptığı ödemenin asıl borçludan rücuen tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin davada, davanın nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek, istirdat davasında hak düşürücü sürenin geçirilmiş olduğu gerekçesi ile sonuca gidilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Davalıların savcılıkta vermiş oldukları ikrar mahiyetindeki ifadeler ile dava konusu bononun borç için davacı tarafından davalıya verildiği ve bu davalının kötüniyetli olarak bonoyu daha yüksek bir bedel üzerinden diğer davalıya ciro ettiği hususlarının sabit olduğu- İcra takibi tarihi itibariyle kötüniyet tazminatının %40'tan aşağı olmamak üzere hükmedilmesi gerektiği-
Davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin dayanağı olan kesin rehin açığı belgesi, davacı-ipotek veren 3. şahıs hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda icra müdürülüğünde düzenlenmiş olduğundan, davalı bankanın bu belgeye dayanarak davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun söylenemeyeceği-
Davacı kiracıların iadesini talep ettikleri alacak Karşıyaka 1. İcra Müdürlüğünün 2011/6511 Esas sayılı dosyasına 05.09.2011 tarihinde ödenmiş olup, ödeme tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 27.02.2014 tarihinde açılan itirazın iptali davasının süresinde olmadığı-