Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacının isterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam edeceği ve bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralanın yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olacağı ; isterse de davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştüreceği-
Davalı tarafından takipsiz bırakılan icra dosyasının, ilama konu yıkım kararı yönünden sadece yenilendiği, yenilemeden önce icra emrine konu yapılan ve davalı alacaklı vekilinin imzaladığı belge içeriğine göre haricen ödendiği anlaşılan parasal alacaklarla ilgili takibin yenilenmesinin söz konusu olmadığı açık olduğundan, icra dosyasından davacı vekiline gönderilen ve ödenmesi talep edilen muhtıraya konu bedelin de yıkım kararının yerine getirilmesinden kaynaklı masraf kalemlerine ilişkin olduğu da tartışmasız olduğu-
İcra takibine konu bononun rakamla yazılan bedel kısmında "28.000 Euro", yazıyla yazılan bedel kısmında "Yirmisekizbin Euro" ibaresinin yer aldığı, buna göre bedeller arasında bir farkın bulunmadığı, dolayısıyla takibe konu bonoda tarafların alacağı "Euro" olarak kararlaştırdıkları, davacının daha önce de takibe konu bonoya ilişkin imza inkarında bulunduğu, ancak imza inkarına ilişkin davasının red ile sonuçlanarak kesinleştiği, davacı yanın söz konusu bononun bedel cinsini gösteren kısmında tahrifat olduğu iddiasına dayalı olarak açtığı menfi tespit davasının yerinde olmadığı-
Davacının imzası bulunan genel kredi sözleşmesi, çerçeve sözleşme niteliğinde, cari hesap şeklinde işleyen, süresiz bir sözleşme olup, bu sözleşme uyarınca kullandırılan krediden kaynaklanan borcun bir tarihte sıfırlanmış olması kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağı Bu durumda mahkemece, davacının kefaleti davalı bankaya olan borç miktarı dahilinde kaldığından dava konusu bononun teminat fonksiyonunun devam ettiği-
Taraflar arasındaki borç ilişkisi nedeniyle fazla yapıldığı ileri sürülen ödemenin istirdadı istemi-
İkrarın, ıslah ile geçersiz kılınamayacağı-
Mahkemenin, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verebileceğini öngören HMK. mad.138 hükmünün, dilekçelerin karşılıklı verilmesi zorunluluğunu ortadan kaldırmayacağı- Ön inceleme duruşması yapmaksızın dosya üzerinden karar verilebilmesi için de, davanın ön inceleme aşamasına getirilmiş olmasının gerekli olduğu- Ön incelemenin, dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra yapılacağının (HMK. mad.137/1) açıkça öngörülmüş olduğu- Dava dilekçesinin, davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden davanın reddine kararı verilmesinin, hukuki dinlenilme hakkına aykırılık oluşturacağı- Açıklanan düzenlemeler karşısında, dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmesinden sonra öninceleme aşamasında, sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, "dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmeden, dosya üzerinden hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kiracı tarafından açılan menfi tespit istemine ilişkin davada; davalı davacıya ihtar gönderip kiralananı satın aldığını bildirip kiraların ödenmesi için hesap numarası bildirdiğine ve davacı tarafça da bildirilen hesaba kira parası adı altında 800 TL ödendiğine göre bu ödemenin mahkemece kabulü gerektiği-
İhtiyati hacze itiraz edenlerin, ihtiyati hacze dayanak olan senet üzerinde imzaları bulunduğundan ve senet yüzüne atılan her imzanın da TTK’nin 701. maddesi uyarınca aval şerhi sayıldığından, BK’nin 586 vd. maddelerinde düzenleme konusu yapılan kefalete ilişkin şartların, avale de uygulanmasının mümkün olmadığı, iflasın ertelenmesi kararının, borçlu hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine engel teşkil etmeyeceği, ayrıca iflasın ertelenmesi dosyasındaki ihtiyati tedbir kararında da ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair bir hükme yer verilmediğinden, iflasın ertelenmesi davası açılmış olması ve bu dosyadan tedbir kararı verilmiş olmasının ihtiyati hacze engel olmayacağı, ihtiyati haciz kambiyo senedi vasfında bonoya istinaden talep edilmiş olup, İİK’nun 45. maddesi yollamasıyla, aynı yasanın 167. maddesi uyarınca alacağın ipotekle teminat altına alınması, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmasına engel teşkil etmeyeceğinden, kambiyo senedine dayalı alacak için ipotek verilmiş olsa dahi ihtiyati haciz kararı verilebileceği, senedin tanzim tarihinde .... A.Ş.'nin bulunmadığı yönündeki itirazın menfi tespit davasında ileri sürülecek nitelikte olduğu, İİK’nun 265. maddesindeki şartları taşımayan itirazın reddi gerektiği gerekçesiyle ihtiyati hacze itirazın reddi gerekeceği-
Menfi tespit istemine ilişkin davada; davacının taraflar arasında ibraname düzenlendiğini belirterek davanın tümden kabulü gerektiğini iddia ettiği; dördüncü bilirkişi kurulu davalının hakedişlerde imzası bulunduğunu, hak edişlerde yapılan tüm kesintilerden dolayı itiraz ettiğine dair herhangi bir belge sunmadığını belirterek hak edişlerde gözüken akaryakıt bedelleri ile 3 ve 4. hakedişlerdeki toplam 1.053 TL malzeme bedelini de toplam alacaktan düştüğü; mahkemece bu rapor dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de davacı 5. hakedişten sonra taraflar arasında ibraname düzenlendiğini ibranamede davalının sözleşme süresi olan 16.07.2001 tarihi ile 30.11.2001 tarihleri arası 284.307,591 ton agrega üretip bu miktarın bedelinin davacı tarafından davalıya ödendiğini, başkaca hiçbir alacağı kalmadığının yazdığını davalının ise bunun ibraname olmadığını bir kısım çekle ödemelerin ibraname tarihinden sonra olduğunu savunduğu; mahkemece 5. hakedişten sonra düzenlendiği anlaşılan ve dosyaya ibraz edilen tarihsiz ibraname konusunda herhangi bir değerlendirme yapılmadığı; o halde bu ibraname üzerinde de durularak oluşacak sonuca göre karar vermek gerektiği-