Davanın senedin ödendiğinin tespiti istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından davalı kooperatife ödeme yerine kain olmak üzere senet verildiği, gerek davacı gerekse kooperatif kayıtları ile sabit olduğu, davacı tarafından senedin ödendiği konusunda iddiada bulunulmuş ise de bu iddia delillendirilmediği gibi, kooperatif kayıtlarında da böyle bir ödeme görünmediği, ayrıca bilirkişinin raporunda davacının senet bedeli kadar borçlu olduğu tesbitine yer verdiği gözetildiğinde mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir iken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davanın imza inkarına dayalı menfi tespit davası olduğu, imza keşideci tarafından inkar edildiğinden imzanın keşideciye ait olduğunun ispatının alacaklı tarafa ait olduğu, bu durumda takip alacaklısından bono aslı istenerek bonodaki imzanın davacıya ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken ispat külfetinin tayininde hataya düşülerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, "Bu konuda mahkememiz veznesine ipotek bedeli depo edilmiş ve sonuç olarak bu suretle araç üzerindeki rehin şerhinin kaldırılmasına karar vermek gerekmiş" şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de hüküm fıkrasında "Davacının davacı şirkete ait .......... plakalı araç üzerindeki rehinlidir şerhinin kaldırılmasına ilişkin talebinin reddine" karar verilmiş olup, hüküm ile gerekçe arasındaki bu çelişki nedeniyle HUMK’un 381. ve 388 (HMK’nın 294 ve 297/1) maddeleri uyarınca hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-
Davacının, davasından 14.05.2012 tarihli dilekçesi ile feragat ettiği, feragat, HMK'nun 305. maddesinde düzenlenmiş olup aynı yasanın 311. maddesine göre " irade bozukluğu hallerinde " feragatin iptalinin istenebileceği, somut olayda davacının 24.05.2012 ve 28.05.2012 tarihli dilekçelerinde ileri sürdüğü sebepler feragatin iptalini gerektirecek nedenler olmadığı gibi mahkemenin feragatin iptaline ilişkin kabulünün de yoruma dayalı olup yasal gerekçeye dayalı olmadığı, bu durumda davanın feragat nedeniyle reddi gerekeceği-
Davacı ve davalıdan alınmasına karar verilen yargılama giderlerinin denetime imkan verecek şekilde dökümünün yapılmayarak, nelerden ibaret olduğunun gösterilmemesinin hatalı olduğu-
İpotek edilen taşınmazın ipotek tesis tarihinde maliki olan kişinin kullandığı krediler ile kefalet ettiği borçlarının teminatı olarak taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği anlaşıldığından, ipoteğin kaldırılabilmesi için taşınmazın maliki olan kişinin kredi borcunun ve kefalet borcunun bulunmaması gerekeceği-
Menfi tespit davalarında kısmi dava açılamayacağı; mahkemece dava konusu bono bedeli üzerinden harcın tamamlattırılması gerekirken yatırılan eksik harç üzerinden yargılamaya devam edilmesinin hatalı olduğu-
Davalı cevap dilekçesinde de kendisinin herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını, senetteki imzanın kendisine ait olmadığını belirtmiş olmasına göre bu durumda davalının dava açılmasına sebebiyet vermediği gözetilerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılması gerekeceği-
Dava kambiyo senedine karşı menfi tespit davası olup iddiasını yazılı belge ile kanıtlayamayan davacılar dava dilekçelerinde açıkça yemin deliline dayandıklarından davacılara yemin hakları hatırlatılmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacının periyodik bakım ile ilgili yükümlülüğünü yerine getirmediğinden garanti şartlarından yararlanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-