İlk Derece Mahkemesi tarafından harçtan muaf olan davalı TMSF'nin harçtan muaf olduğu gözetilmeden peşin harcın mahsubu ile harç masraflarının davalı TMSF'ye yükletilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince bu hususun gözden kaçırılması hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Hale münasip ev ile aile konutu kriterlerinin farklı olduğu, İİK'nın 82. maddesi ile TMK'nın 194. maddesi arasında özdeşlik kurulamayacağı, lehine aile konutu şerhi bulunan eşe meskeniyet şikayeti hakkı tanınmadığı, bu şikayetin şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı olduğu-
İİK'nın 82/1-4. maddesi gereğince haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakkının borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlı olduğu, şikayetçi borçlunun karar tarihi olan 03.06.2021 tarihinden sonra 24/06/2021 tarihinde vefat ettiği, karar tarihinden sonra davacının ölümü dikkate alınarak, karar verilmesine yer olmadığına-
Dava konusu taşınmazın davacının haline münasip mesken niteliğinde olduğu kanaatine varıldığından, meskeniyet şikayetinin kabulü ile hacizlerin kaldırıldığı-
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı gereğince, alacaklının, borçlu belediyenin mal beyanında bildirdiği mallar dışındaki mallarının da haczini isteyebileceği, bu hususta icra müdürlüğünün takdir yetkisinin olmadığı, haciz talebini kabul ederek uygulamasının zorunlu bulunduğu, 5393 sayılı Kanunun 15/son maddesinde Belediye'nin borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile Belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirlerinin haczedilemeyeceğinin düzenlendiği, yapılacak haciz işlemine karşı ancak borçlu yanın icra mahkemesine başvurması halinde haczedilmezlik şikayetinin mahkemece incelenebileceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, Dairenin bozma kararından önce verilen kararda, ihalenin feshi isteminde zarar unsuru bulunmadığından bahisle şikayet dilekçesinde ileri sürülen hususlardan sadece süresinde satış avansı yatırılmaması nedeniyle haczin düştüğüne dair iddianın incelendiği belirtilerek sonuca gidildiği, şikayette ileri sürülen sair fesih iddialarının ise hiç incelenmediği, Dairenin bozma ilamı ile; yasal süresi içerisinde satış avansı da yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak satış istendiğinden aksi yöndeki Bölge Adliye Mahkemesi gerekçesinin yerinde olmadığına değinildikten sonra, taşınmaz muhammen bedelin üzerinde satılmış olsa dahi, borçlunun şikayet dilekçesinde, satış ilanı ile kıymet takdiri raporunun usulsüz tebliğ edildiği ile birlikte kıymet takdirinin düşük belirlendiğine ilişkin iddialarının da bulunması karşısında, bu hususlara yönelik istinaf nedenlerinin de incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğine işaret edilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulduğu, ......... tarihli duruşmada Dairenin bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde; bozma kararında belirtildiği üzere kıymet takdiri raporu ile ilan tebliğ işlemlerinin usulüne uygun olup olmadığı ile birlikte kıymet takdirinin düşük belirlendiğine ilişkin iddialar incelenmeksizin karar verildiği ve bu suretle Dairenin bozma kararının gereği gibi yerine getirilmediğinin anlaşıldığı-
Satışa hazırlık işlemlerinin ilan tebliğinden itibaren 7 günlük süre içerisinde şikayet konusu yapılmaması nedeniyle fesih nedeni olarak ileri sürülemeyeceği, kıymet takdir raporunun itiraz edilmeksizin kesinleştiği ve ipotekli takipte meskeniyet şikayetinin dinlenemeyeceği-
Bölge Adliye Mahkemesinin belirtilen kararı ile geri çevirme kararından sonra gerekçeli kararın vasiye tebliğ edildiği, vasi tarafından istinaf yoluna başvurulmadığı ve şikayet eden avukata yeni bir vekaletname verilmediği gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 352/1-ç maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının yatırdığı harçların diğer yargılama giderlerine katılarak harçtan muaf olan davalı SGK. na harç yükletilmesi de hatalı olduğu gibi, yargı harçlarının diğer yargılama giderlerini katılarak, kabul/redde göre oranlanamayacağının gözetilmemesi de hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlıkların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Hükme esas alınan raporda şikayetçinin miras payına ........... TL düştüğü ve şikayetçinin daha düşük bir bedelle haline münasip ev alabileceği tespit edildiğinden istinaf başvurusunun esastan kısmen kabulü gerekeceği- Taşınmazdaki borçlunun payının ............. TL'den aşağı olmamak üzere satılmasına, satış bedelinden haline uygun ev değeri olan ..................TL'nin şikayetçi borçluya ödenmesine, artan satış bedelinin sırasına göre ilgili alacaklıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-