KDV oranına ilişkin olarak satış ilanı tebliğinden itibaren süresinde şikayet yoluna başvurulmadığı, kıymet taktir raporu ve satış ilanının borçlu asile bizzat tebliğ edildiği, ........... tarihinde belediyede gerekli ilanın yapıldığı, elektronik ortamda ilan yapıldığı, teklif verenin olmadığı, bu durumun da tutanak altına alındığı, Basın İlan Kurumu'nun yazısından da görüleceği üzere gazete tirajının 50.000'in üstünde olduğu, ........... tarihli satış ilanında yer alan %8 KDV oranının ........... tarihli satış ilanında %18'e çıkarıldığı iddiası yönünden yapılan incelemede 21 Mart 2019 Tarihli ve 30721 Sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 843 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile %18 KDV oranına tabi konutlar ve işyerleri için %8 olarak uygulanan KDV oranı ...........tarihine kadar (bu tarih dahil) devam edeceğine karar verildiği, bu indirimin uzatıldığına dair başkaca bir karar olmadığından KDV oranının %18 olmasının usul ve yasaya uygun olduğu- Meskeniyet şikayetinin reddine karar verildiği ve kesinleştiği gerekçeleri ile 7343 sayılı Kanun’la değişik İİK’nun 134/5-3. maddesi gereğince, fesih gerekçeleri gözönünde bulundurulduğunda, şikayetin ihale sürecini uzatmaya matuf olmadığı anlaşılmakla, Anayasa’nın 13. maddesinde düzenlenen ölçülülük ilkesi nazara alınarak şikayetçi borçlu aleyhine hükmedilen para cezasının, ihale bedelinin % 5’ine indirilmek suretiyle mahkeme kararının HMK'nun 353/1-b-2.maddesi gereğince kaldırılmasına, ihalenin feshine yönelik şikayetin reddi ile ihale bedelinin %5'i oranında hesaplanan ............ TL para cezasına mahkum edilmesine karar verilmesi gerekeceği- Yapılan ihalede, ihale bedelinin yatırılmaması nedeniyle İİK’nın 133. maddesine göre tamamlayıcı ihale yapıldığı, yapılan ihalenin usulüne uygun olduğu görülmekle birlikte İİK'nun 133. maddesine göre yapılan ihalelerde, fesih isteminin reddi halinde para cezası öngörülmemiş olup, bu hususta para cezasının uygulandığı aynı Kanun'un 134. maddesine yapılan bir atıf da bulunmadığının anlaşıldığı, bu durumda; başkaca fesih nedeni de olmadığından, İlk Derece Mahkemesince verilen ihalenin feshi isteminin reddine dair karar yerinde ise de şikayetçi aleyhine para cezasına hükmedilmesi isabetsiz olup Bölge Adliye Mahkemesince; kararın bu sebeple kaldırılması ve para cezasına hükmedilmeksizin şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup , anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Haciz talebinin, borçlunun bildirdiği mallarla sınırlı olmaksızın hacizde tertip müessesesi gereği karşılanması zorunlu olduğundan icra müdürlüğünce İİK'nın 85. maddesine göre hacizde tertip ilkesi gözetilerek haciz işlemi uygulanması gerektiği- Alacaklının talebi ile borçlu belediyenin hesaplarına uygulanan hacze karşı borçlu belediyenin icra mahkemesine başvurması halinde şikayetin mahkemece değerlendirileceği, borçlu belediyenin mal beyanında gösterilen dışındaki mal, hak ve alacakların haczi istenebileceğinden alacaklı vekilinin talebi ile 3. kişi bankalara 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilerek hesaplarına haciz konulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı-
Şikayet konusu taşınmazın tapu kaydına 01.07.2014 tarihinde haciz şerhinin işlendiği, şikayet tarihinde haciz ayakta olmakla birlikte alacaklı tarafından 1 yıllık süre içinde satış talep edilmediği, meskeniyet şikayetinin satış isteme sürelerini durdurmadığı, yargılama sırasında haczin düştüğü, bu durumda şikayetçinin haczedilmezlik şikayetinde bulunmakta başlangıçta var olan hukuki yararının yargılama sırasında ortadan kalktığı-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 363.maddesine göre, istinaf yoluna başvuru süresinin kararın tefhim veya tebliğinden itibaren 10 gün olduğu-
İstinaf eden şikayetçiye gönderilen muhtıraya posta giderinin ve eksik harcın dosyaya yatırılması gerektiğinin yazıldığı böylelikle gönderilen muhtıranın usulüne uygun olmadığının anlaşıldığı, bu bakımdan hukuki sonuç doğuracak nitelikte de olmadığı, anılan (tebligat) muhtıra geçersiz olduğundan 6100 sayılı HMK.’nun 344. maddesinde, “başvurunun yapılmamış sayılmasının koşulu olarak düzenlenen halin” somut olayda gerçekleşmediğinin kabulü gerekeceği, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun incelenmesi gerekirken, kesin süre içerisinde istinaf karar harcının yatırılmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun şikayetinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, alacaklının davada kendisini vekille temsil ettirdiği gözetilerek Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- Meskeniyet şikayetinin kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğinden, satıştan arta kalan miktarın hak sahiplerine ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Bölge Adliye Mahkemesince istinaf eden şikayetçi aleyhine hüküm kurularak, ilk derece mahkemesince kısmen kabul edilen karar kaldırılarak şikayetin reddine karar verilerek, aleyhe bozma ilkesi ihlal edilerek istinaf eden aleyhine karar verilmesinin hatalı olduğu, dava ehliyeti ve husumete ilişkin hükümler kamu düzenine ilişkin olup re’sen değerlendirilir ise de, istinaf eden aleyhine hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi'nce, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde hata edildiği tespit edildiği takdirde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, istinaf isteminin kabulü ile gerekçenin düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde, ilk derece mahkemesi kararının gerekçesi değiştirildiği halde istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayete konu haczin 30.07.2020 tarihinde konulduğu, haciz tarihi itibariyle İİK'nın 106. maddesinin yürürlükte olan hükmü uyarınca satış isteme süresinin 1 yıl olduğu, şikayet tarihi olan 19.01.2020 tarihi itibarı ile haczin ayakta ve geçerli olduğu; ancak Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilen 19.01.2022 tarihi itibarı ile alacaklının, bir yıllık sürede satış talep etmediği, bu nedenle taşınmaz üzerindeki iş bu haczin İİK.'nun 110/1. maddesi uyarınca karar tarihinden önce düştüğü, o halde, Bölge Adliye Mahkemesince, yargılama sırasında haciz düştüğünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-
Dava açılırken yatırılan gider avansından kalan bakiyenin keşif giderlerinden mahsup edilmediği görülmüş olup , mahkemenin davanın reddine dayanak yaptığı kesin süreye ilişkin ara kararında; alınması gereken delil avansının hangi işlere ilişkin olduğunun, hangi iş için ne miktar avans yatırılacağının açıkça belirtilmemesi, dosyada kalan bakiye avansın mahsup edilmemesinin doğru olmadığı, kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, bu durumda, borçluya usulüne uygun olarak düzenlenen ihtar bulunmadığından, usulsüz bir ihtar herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağından belirlenen avans yatırılmadığından, meskeniyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle istemin reddinin isabetsiz olduğu- Hukuk Genel Kurulu'nun 13.03.2015 tarihli 2013/1824 E. ve 2015/1030 K. sayılı kararında “Mahkemece davacı vekiline gider avansının “iki hafta içinde mahkeme veznesine ulaştırılması” hususu değil “ödenmesi” hususu tebliğ edildiği; diğer bir ifade ile mahkeme ara kararında verilen kesin sürede mahkeme veznesine yatırılması gerektiği belirtilmediğinden ihtara konu miktarın süresinde PTT veznesine yatırılması ile ara karar gereği yerine getirilmiştir.....” görüşünün benimsendiği, buna göre temyiz incelemesine konu dosyadan çıkarılan ihtarda delil avansının mahkeme veznesine yatırılacağına ilişkin bir ifade bulunmadığı görülmekle yapılan ihtarın bu yönüyle de usulsüz olduğu, o halde mahkemece, eksik delil avansının yatırılması için usulüne uygun ve gerekli koşulları haiz meşruhatlı davetiyenin borçluya tebliğ edilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-