Hacze konu belediye hesaplarının "havuz hesabı" olduğunun saptanması halinde haczedilmezlik şikayetinin reddine, hesaplardaki paraların, vergi, resim, harç veya bu hükümde olmaları halinde ise haczedilemezlik şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İpotek resmi senedi incelendiğinde ipoteğin konut kredisine özgülenmediğinin ve üst sınır ipoteği şeklinde kurulduğu, ipoteğin bu hali ile zorunlu ipoteklerden olmadığının anlaşıldığı, o halde, şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı-
Şikayetçinin sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde ''borçlu ile müvekkili şirket arasında bir alacak-borç ilişkisinin mevcut olmadığı, ancak aylık işgaliye bedeli ödendiği, işgaliye bedeline Belediye Kanunu 15. maddesi ve İİK. 82. madde gereği haciz konulamayacağı hükmünün amir olduğu, müdürlükçe işgaliye bedellerinin haczedilebilir nitelikte olduğu kabul edilecekse bu durumun ivedilikle taraflarına bildirilmesinin'' belirtildiği görülmüş ise de itiraz dilekçesi bir bütün olarak ele alındığında haciz ihbarnamesine itiraz mahiyetinde olduğu, dilekçede herhangi bir borç kabulünün bulunmadığı, gerek dilekçe başlığında konu kısmında gerekse sonuç kısmında '' haciz ihbarnamesine itiraz'' edildiğinin defalarca ve açıkça belirtildiği dolayısıyla dilekçenin haciz ihbarnamesine itiraz niteliğinde olduğu görülmekle şikayetin kabulü ile 2. Haciz ihbarnamesinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İcra ve İflas Kanunu'nda, taşınmaz üzerine konulan haczin yenilenmesi şeklinde bir müessese mevcut olmayıp, aynı takip dosyasından da olsa, konulan her haciz, yeni bir haciz olup, borçlunun her hacze yönelik olarak şikayet hakkının bulunduğu-
Talimatla mahallinde yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmazın değerinin 100.00,000 TL olduğunun, taşınmazın ........'nın talep gören bir mahallesinde bulunduğunun , haline münasip daha vasat bir semtte ev değerinin ise 65.000,00 TL olarak tespit edildiğinin anlaşıldığı, o halde hükme esas alınan rapor bu haliyle hüküm kurmaya elverişli olmayıp, mahkemece bilirkişilerden ek rapor alınarak, borçlunun, şikayete konu taşınmazın değerinin dava tarihi itibari ile değeri ve haline münasip evin yine dava tarihi itibari ile değerinin, taşınmazın bulunduğu bölgedeki diğer taşınmazlarla emsal mukayesesi yapılmak ve aynı vasıftaki taşınmazların alım-satım değerleri denetime elverişli ve somut veriler içerecek şekilde tespit edilmek suretiyle, İİK'nun 82/12. maddesi gereğince belirlendikten sonra borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar, mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın hak sahiplerine ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına; şayet borçlunun haline münasip evi alabileceği miktar mahcuzun değerinden fazla ise haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Haciz tarihinden itibaren bir yıl olan satış isteme süresi içinde satış avansının yatırılmadığı, dolayısıyla İİK'nun 110/1. maddesi gereği, taşınmaz üzerindeki iş bu haczin şikayet tarihinden önce düştüğünün anlaşıldığı, bu durumda, borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasında korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmadığından, mahkemece, meskeniyet şikayetinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerekeceği-
Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi ve çift hayvanları ve nakil vasıtaları ve diğer eklenti ve ziraat aletleri; değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alat ve edevat ve kitapları ve arabacı, kayıkçı, hamal gibi küçük nakliye erbabının geçimlerini temin eden nakil vasıtalarının haczolunamayacağı- Borçlunun İİK.'nun 82. maddesine dayanan haczedilemezlik şikayetini yine aynı Yasanın 16/1. maddesine göre haczin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içerisinde yapması gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesi ile Bölge Adliye Mahkemesinin davacıların “ satışın durdurulması “ talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar vermemesinin HMK. nın 297/2 ve 359/2. maddelerine aykırı olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf edenin/edenlerin bildirdiği istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak hükmün, kamu düzeni açısından doğru olmadığı, ya da gerekçe açısından yanlış/eksiklik olduğu hususlarını karar gerekçesinde açıklayarak, gerekçeye uygun şekilde ilk derece mahkemesinin kararını kaldırarak yeniden karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hem istinaf sebeplerinin reddine, hem de ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilerek şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde hüküm oluşturulmasının hatalı olduğu-
Haciz tarihinden önce verilen ipoteğin doğmuş ve doğacak tüm borçlar için verildiği ve borçlu tarafından kullanılan ticari nitelikli kredi borcunun ödenmediği anlaşıldığına göre, Bölge Adliye Mahkemesi’nce meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, istemin kısmen kabulü yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Temyiz dilekçesinin kaydedildiği tarihte de temyiz yoluna başvurulmuş sayılacağı- Dayanak ilam katılma alacağından kaynaklandığından, yani meskeniyet şikayetine konu taşınmazın alımından kaynaklandığından, borçlunun haczedilmezlik iddiasında bulunamayacağı (İİK.82/1-12)-