Meskeniyet şikayetinde; ipoteğin zorunlu ipotek olmadığı ve şikayetçinin haciz tarihi itibariyle bankaya kredi borcunun devam ettiği durumlarda, borçlunun konulan haciz dolayısıyla meskeniyet şikayetinde bulunma hakkının olmadığı, zaten ipotek olarak gösterilen taşınmazın, her türlü borç için haczedilme ve paraya çevrilme konusunda riske atma iradesini borçlunun göstermiş sayılacağı, o halde, taşınmazın kaydında hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağından, İlk Derece mahkemesince, meskeniyet şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Park yapımı tamamlanmamış dahi olsa, taşınmaz üzerinde çimlendirme ve ağaçlandırma yapılmış olup yine aynı şekilde az da olsa yürüyüş ve araç yollarının yapıldığı, parselin orta kısmında düzenleme mevcut olmakla, taşınmazın kamu kullanımına sunulduğunun anlaşılması karşısında haczin kaldırılması gerektiği-
Borçlu tarafından yasal süresi içerisinde süre tutum dilekçesi verilmesi, gerekçeli istinaf dilekçesinin yasal süresinden sonra verilmesi halinde, kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenmesi gerektiği-
Borçlunun miras ortaklığında bulunan miras payının haczi mümkün ise de; borçlunun kesinleşmiş bir ilamla mirasçı sıfatının bulunmadığının belirlenmesi halinde, diğer mirasçıların, mirasçı sıfatı bulunmayan borçlunun borcundan dolayı murise ait mallar üzerine konulan haczin kaldırılmasını isteyebilecekleri-
Karar şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, şikayetçinin ilk derece mahkemesi karar tarihinden sonra öldüğü, ölümle vekalet ilişkisinin son bulduğu, kararın şikayetçinin mirasçılarına tebliğine rağmen mirasçıların temyiz isteminde bulunmadıkları anlaşıldığından, vekalet ilişkisi sona eren vekil tarafından verilen temyiz dilekçesinin reddinin gerektiği-
Şikayete konu taşınmaz üzerinde hacizden önce tesis edilen ve haciz tarihi itibari ile ipoteğe bağlı borcu ödenmeyen, zorunlu olmayan ipotek mevcut olduğu anlaşılmakla, borçlu meskeniyet şikayetinden vazgeçmiş sayılacağı-
Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerektiği- Buna göre, 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinin de dar yorumlanması gerekip, maddede açıkça haczedilmezlik için 'fiilen kamu hizmetinde kullanılma' koşulunun kabul edilmesi karşısında, belediyeye ait bir malın haczedilmezliğinin ancak fiili durumunun tespiti ile belirlenebileceği- Borçlu belediyeye ait taşınır ya da taşınmaz bir malın haczedilmezliği için, o malın fiilen kamu hizmetinde kullanılmasının gerektiğinin tartışmasız olup, bir malın fiilen kamu hizmetinde kullanıldığının kabulü için ise, o malın kamu hizmetinin yürütülebilmesi amacına uygun bulunması gerektiği-
İcra müdürlüğünün pasif sorgulama ve araştırma yapma yükümlülüğü bulunmadığı- Taşınmaz, posta çeki hesabı ve maaş haczine ilişkin taleplerin ise gerektiği takdirde ek masraf talep edilmek suretiyle kabulü gerektiği-
Haczedilmezlik şikayetinde bulunduktan sonra şikayetçinin vefat etmesi halinde, muris yönünden haczedilmezlik şikayetinin konusu kalmadığından, mahkemece istemin reddi gerektiği- Alacaklı tarafından takibin mirasçılara yöneltilmesi ve bu konuda muhtıra tebliğinden sonra, mirasçılar haczin kendilerine tebliğ tarihinden ya da öğrenmeleri halinde bu tarihten itibaren yasal yedi günlük sürede kendileri adına haczedilmezlik şikayetinde bulunma hakları olduğu-