Mahkemece, delil avansının süresinde yatırılmış olduğu kabul edilerek borçlunun itiraz ve şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar bir verilmesi gerekeceği-
Borçlular vekiline usulüne uygun olarak duruşma davetiyesi tebliğ edilmemiş olup, duruşma gününden haberdar olmadığı halde duruşmaya gelmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin HMK'nun 150/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Borçlu, şikayet dilekçesinde işleyecek faiz oranına da itiraz ettiği halde, mahkemece, işleyecek faize ilişkin şikayet hakkında, gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinin görüldüğü, mahkemece, borçlunun işleyecek faiz oranı hakkındaki şikayetinin de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Farklı icra takip dosyalarından gönderilen müzekkerelerin iptali amacıyla yapılan şikayetlerin derdestlik oluşturmasından söz edilemeyeceği-
Takip tarihinden önce mirasın reddi davasının açıldığı ve davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, mahkemece, takibin durdurulmasına hükmedilmesi gerekeceği-
Borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; diğer şikayetlerinin yanı sıra, icra dosyasına ödeme yapılırken, icra müdürlüğünce yapılan damga vergisi kesintisinin dikkate alınmadan bakiye borç hesabı yapıldığı yönündeki şikayeti de bulunduğu halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığının görüldüğü, mahkemece, bu taleple ilgili olarak, 6100 sayılı HMK'nun 297. maddesinde açıklanan ilkelere göre, olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni olduğu, bu durumda, mahkemece yapılacak işin, tefhim edilen kısa karara uygun gerekçeli karar ve buna uygun hüküm oluşturmaktan ibaret olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu-
Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligatın usulsüz olduğu ve söz konusu tebligata dayanılarak taraf teşkili sağlandığından söz edilemeyeceği-