İİK mad. 106 ve 110 uyarınca inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle şikayet tarihinden önce haczin düşüp düşmediği araştırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Aynı taraflar arasındaki aynı bonoya dayalı takibin iptaline ilişkin mahkeme kararının temyiz edilmeksizin kesinleşmiş olduğu görüldüğünden, alacaklı tarafından borçlu hakkında aynı bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ikinci kez takip yapılmasının mümkün olmadığı-
Borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olduğundan, mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine 6100 Sayılı HMK’nun 150/1 maddesindeki düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Alacaklı vekilinin duruşmada itirazın kaldırılması talebinden feragat ettiği, mahkemece; davadan vazgeçme nedeniyle davanın reddine karar verildiği, yargılama giderlerinin alacaklı üzerinde bırakıldığı ancak vekille temsil edilen borçlu lehine vekalet ücretine hükmedilmediği görüldüğünden, mahkemece, 6100 sayılı HMK ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri çerçevesinde inceleme ve değerlendirilme yapılarak borçlu lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği-
Taşıt kredisinden kaynaklanan tüketici kredisi olduğu ve şikayetçi borçlunun söz konusu kredi sözleşmesinin kefili olduğu, takibin asıl borçlu ile beraber şikayetçi kefil hakkında başlatıldığı görülmekle, mahkemece, 4077 s. K. mad. 10/3 uyarınca inceleme yapılması gerektiği- 4077 s. K. mad. 15 uyarınca, alacaklının, asıl borçlu aleyhine icra takibi yapıp, takip semeresiz kalmadıkça kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği- Hakimin borçlunun taleplerin her biri hakkında karar vermesi gerektiği-
Kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin, artık bu kararını değiştirmesine yasal olanağın olmadığı, kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olmasının, yargılamanın aleniyeti ve kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin, Anayasa'nın 141. maddesi ile HMK'nun emredici nitelikteki 294. ve 297. maddelerine de aykırı bir durum yaratacağı- Gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğu ve bu karar başlı başına bozma sebebi olduğu-
Alacaklı tarafından tüzel kişiliği olmayan Hava Lojistik Komutanlığı’nın bağlı olduğu Milli Savunma Bakanlığı yerine Hava Lojistik Komutanlığı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4. maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesinin mümkün olduğu-
İncelenen dosya kapsamında derdestliğe dair herhangi bir beyan ya da bilgi bulunmadığı gibi, dosya üzerinden verilen kararın gerekçesinde dayanağı gösterilmeden HMK’nın 114/1-ı maddesindeki düzenlemeye yer verilerek sonuca gidildiği görüldüğünden, mahkemece, işin esası hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İmzaya itiraza yönelik olarak yapılan yargılama sırasında, alacaklının kendisini vekille temsil ettirdiği görüldüğünden, mahkemece, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca alacaklı yararına 600,00 TL maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 900 TL vekalet ücretine hükmolunmasının isabetsiz olduğu-