Mahkemece kısa kararda itirazın kaldırılması talebinin kabulü ile birlikte borçlu aleyhine tazminata karar verildiği halde, gerekçeli kararda davanın reddine karar verilerek, alacaklı aleyhine tazminat takdirine yer olmadığına hükmedildiği; bu suretle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluştuğundan, mahkemece HMK'nun 298/2. maddesine uygun olarak karar verilmek üzere usul ve yasaya aykırı hükmün bozulması gerekeceği-
Alacaklı vekilinin temyiz dilekçesinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28. maddesi gereğince karar tarihinden sonra kuruma ödeme yapılması için müracaatta bulunulduğunu, müracaatın üzerinden 30 günlük yasal sürenin geçmesi üzerine icra takibi başlatıldığını ileri sürdüğü görüldüğünden, mahkemece, duruşma açılıp taraf delilleri toplanarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
Borçlu tebligatın usulsüzlüğü yanı sıra, borca itiraz etmiş olup, mahkemece tebligata yapılan şikayetin değerlendirilerek tebligatın usulsüzlüğüne ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi doğru ise de; borca itiraz ile ilgili olarak bu itirazın icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden bu isteğin reddine karar vermek gerekeceği-
Borçluya iade edilecek miktarın hüküm kısmında açıkça belirtilmesi gerekeceği, bilirkişi raporuna atıfla hüküm kurulamayacağı-
Hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu-
Her ne kadar borçlunun, dava konusu itirazın son gününde harç yatırmadığı ve hak düşürücü süreyi geçirdiğinin borçluya bildirildiği şeklinde tutanak düzenlenmiş ve bu duruma göre hüküm oluşturulmuş ise de borçlunun icra mahkemesine sunduğu itiraz dilekçesinin havale tarihinin aynı tarih olduğu ve yine aynı tarihte dilekçesinin kaydedildiği anlaşılmakta olup, kayıt tarihinin dava tarihi olacağının kabulü ile, borçlunun süresinde itirazda bulunmuş olduğu, o halde, mahkemece; açılan davanın süresinde olduğunun kabulü ile işin esasına girerek inceleme yapılması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanarak daha önce bir dava açılmış ve bu dava görülmekte ise, aynı konunun yeni bir dava konusu yapılmasının mümkün olmadığı, çünkü; aynı konuda iki dava açılmasında davacının korunmaya layık bir menfaatinin olmadığı-
Haczedilen bir malın haczi kabil olmadığını ileri sürmesi hâlinde, icra memurunun kendiliğinden haczi kaldırma yetkisi bulunmadığından, haczedilmezlik şikâyetiyle icra mahkemesine başvurulması gerektiği- Kendiliğinden araştırma ilkesi gereğince, icra mahkemesi şikâyeti incelerken tarafların ileri sürdüğü deliller yanında kendisi de ileri sürülen vakıaların açıklığa kavuşması için tanık dinleyebileceği, bilirkişiye başvurabileceği, gerektiğinde keşfe karar verebilieceği ve şikâyet dilekçesinde belirtilmemiş olsa bile şikâyete konu işlemlerle ilgili olanları kendiliğinden çağırıp dinleyebilieceği-  Emekli maaşına konulan haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayette, icra memurunun yasanın amir hükmüne aykırı bir işlem yapıp yapmadığını mahkemenin kendiliğinden araştırarak aydınlatması gerektiği- İcra takip dosyasında borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulması için ilgili kuruma yazılan müzekkereye verilen cevapta haczin sıraya konulduğu bildirildiğinden, belirtilen müzekkereler uyarınca borçlunun emekli maaşı üzerine haciz konulup konulmadığının Sosyal Güvenlik Kurumundan sorularak açıklığa kavuşturulması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- Gerek icra daireleri arasında ve gerekse icra mahkemesi ile icra daireleri arasında görev değil, iş bölümü ilişkisinin söz konusu olduğu- Şikâyet yoluyla icra mahkemesine yapılan başvuruda da maktu başvurma harcı ile maktu karar ve ilamı harcı alınacağı- Mahkemeler veznesine tek harç (başvurma ve peşin karar ve ilam harcı) yatırılmak suretiyle iki ayrı icra dosyası için şikâyette bulunulmuş ise de, bu harcın hangi icra dosyası için yatırıldığı belirgin olmadığından, harcın hiç yatırılmadığından söz edilemeyeceği ve bu nedenle, iş bölümü uyarınca dosya tefrik edilip emekli maaşına haciz uygulamış olan icra dairesinin bağlı bulunduğu icra mahkemesine gönderildiği takdirde harcın tamamlanmasının mümkün olduğu, bu nedenle icra mahkemesince  ilgili şikâyet bakımından tefrik kararı verilerek, dosyanın ilgili icra mahkemesine gönderilmesi gerektiği-
Kısa kararda bulunan tazminata gerekçeli kararda hükmedilmediğinden, kısa karar ile gerekçeli karar arasında tazminat yönünden çelişki yaratıldığı, gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu-
Dosyada üçüncü kişinin takip dosyası ile bir ilgisinin bulunmamasına rağmen yenileme işleminden sonra hakkında takip alacaklısı gibi işlem yapıldığı, iş bu davanın da üçüncü kişi hakkında açıldığı görülmüş olup, üçüncü kişinin takiple ilgisi bulunmadığından ve davada husumetin kamu düzenine ilişkin olduğu için yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiğinden husumet yokluğundan davanın reddi gerekeceği-