Yetki itirazı kabul edilen borçlu lehine infazı kabil olacak şekilde (miktarı belirtilerek) yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Kesin süreyi düzenleyen 6100 sayılı HMK'nun 94/3. maddesinde; kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkının ortadan kalkacağı hususunun düzenlendiği, o halde, mahkemece, borçlu vekilinin süresi içinde bildirdiği bankaların faiz oranları esas alınarak düzenlenen 20.05.2015 tarihli ek rapora göre karar verilmesi gerekirken, kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmadığı halde, alacaklı vekilinin kesin süreden sonra bildirdiği bankaların faiz oranları esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporuna göre hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlu geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, o halde, mahkemece, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılarak şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan HMK'nun 320/4. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, HMK'nun 150/1. maddesine göre dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonuçta aynı maddenin 5. fıkrası uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceğinden, mahkemece, İİK'nun 18/3. maddesine göre, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp şikayetin sonuçlandırılması gerekirken, olayda uygulama yeri olmayan gerekçe ile HMK'nun 150. maddesine göre davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, delil avansının süresinde yatırılmış olduğu kabul edilerek borçlunun itiraz ve şikayetleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar bir verilmesi gerekeceği-
Adi ortaklık adına olan mal ve hakları üzerine konulan bütün hacizlerin kaldırılması şikayetini ortaklığı oluşturan şirketlerden birinin veya pilot ortağın yapmadığı, adi ortaklık adına yapılan başvurunun adi ortaklığın taraf ehliyeti bulunmadığından aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Borçlular vekiline usulüne uygun olarak duruşma davetiyesi tebliğ edilmemiş olup, duruşma gününden haberdar olmadığı halde duruşmaya gelmediğinden bahisle dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin HMK'nun 150/1. maddesindeki koşullar oluşmadığından isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedeni olup, bu durumda mahkemece, anılan İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, bozmadan önce verilen kararla bağlı olmaksızın aradaki çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-
Borçlu, şikayet dilekçesinde işleyecek faiz oranına da itiraz ettiği halde, mahkemece, işleyecek faize ilişkin şikayet hakkında, gerekçesi de açıklanmak suretiyle olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinin görüldüğü, mahkemece, borçlunun işleyecek faiz oranı hakkındaki şikayetinin de incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği, bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılmasının zorunlu olduğu-