Usulsüz tebligat şikayet davasında tebligatın tebliğ tarihini düzeltilmesi ile yetinilmesi gerektiği, "hacizlerin kaldırılması"na da karar verilemeyeceği, hacizlerin kaldırılması hususunun icra müdürlüğünce değerlendirileceği- İlk derece mahkemesince kanunun olaya uygulanmasında hata yapıldığı gerekçesiyle, bölge adliye mahkemesince, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken; sadece, hüküm fıkrasında yer alan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin hükmün tamamen çıkarılması suretiyle verilen Bölge Adliye Mahkemesi kararının hatalı olduğu-
Alacaklıların sıfatı nazara alınarak aleyhe bozma yasağı nedeni ile şikayetçi borçlulardan 5866.66 TL talep edilebileceğinden, icra emrinin bu miktarı aşan kısmı için kısmen iptaline karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılması için istenen miktar, HMK'nun 324. maddesi kapsamında delil ikamesi için avans niteliğinde olup bu avansın verilen kesin sürede yatırılmamasının hukuki sonucunun, delile dayanan tarafın delilden vazgeçmiş sayılması olduğu-
Mahkemece, tensip ara kararı ile istenen avansın bilirkişi ücretine ilişkin olduğu belirtildiğinden, anılan avans, delil ikamesi avansı niteliğinde olup, HMK'nun 324. maddesine göre, bu avansın süresinde yatırılmamasının hukuki sonucunun, delile dayanan tarafın delilden vazgeçmiş sayılması olduğu, mahkemece, istenen masrafın gider avansı olarak adlandırılmasının, onun delil ikamesi için avans olduğu gerçeğini değiştirmeyeceği, o halde, mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile delil ikamesi avansının gider avansı olarak nitelendirilip verilen kesin sürede yatırılmaması üzerine dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Borçlu geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olsa dahi, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği-
İcra müdürlüğünce "İski'nin mallarının haczedilemez olması nedeniyle haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinin reddine ilişkin verilen kararın iptali için icra mahkemesine başvurulması halinde, uyuşmazlığın duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği-
Hâkimin taleplerin her biri hakkında olumlu-olumsuz bir karar vermek zorunda olduğu-
Borçlunun talepleri ve şikayete konu icra dosyası kapsamı ile ilgisi bulunmayan gerekçelere dayanılarak istemin reddine karar verildiği görüldüğünden, yasal gerekçeyi içermediği ve dolayısıyla denetim olanağının bulunmadığı anlaşıldığı-
İmzaya ve borca itirazla birlikte, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği ileri sürerek ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesini ve buna bağlı olarak icra işlemlerinin iptali ile hacizlerin kaldırılması da talep edildiğinden, icra mahkemesince, öncelikle yapılan tebliğin usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin düzeltilmesi, buna göre, süresinde olması halinde borçlunun itirazlarının esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Kısa kararı ile gerekçeli kararın birbiri ile çelişkili olmasının usul yönünden bozma sebebi oluşturacağı, mahkemece HMK 298/2 hükmü esas alınarak çelişkiyi giderecek şekilde yeniden karar verilebilmesi için hükmün bozulması gerekeceği-