Mahkemece İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanları alındıktan sonra, alacaklı yanca iddia edildiği gibi ilk takip dosyasının infazen kaldırılıp kaldırılmadığı, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı dolayısıyla takibin mükerrer olup olmadığı gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile evrak üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanları alındıktan sonra, alacaklı yanca iddia edildiği gibi ilk takip dosyasının infazen kaldırılıp kaldırılmadığı, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı dolayısıyla takibin mükerrer olup olmadığı gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekeceği-
Alacaklı vekilinin, ilk takibe konu alacakların borçlu şirket tarafından ödenerek icra dosyasının infazen işlemden kaldırıldığını, şikayete konu takibin derdest takip olmayıp takibe dayanak ilamın bozulmasından sonra verilen karar üzerine ilk takibe konu edilmeyen alacak kalemleri için takip yapıldığını, bu nedenlerle ortada mükerrer takip bulunmadığını belirterek şikayetin reddini talep ettiğinin anlaşıldığı, o halde, mahkemece İİK'nun 18. maddesi gereğince duruşma açılarak taraf beyanları alındıktan sonra, alacaklı yanca iddia edildiği gibi ilk takip dosyasının infazen kaldırılıp kaldırılmadığı, ikinci takibin bakiye alacak kalemleri için yapılıp yapılmadığı dolayısıyla takibin mükerrer olup olmadığı gerekirse bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile evrak üzerinden karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, HMK 297/2. maddesi uyarınca her bir talep hakkında ayrı ayrı hüküm tesisi gerekir iken yazılı şekilde sadece asıl dosya yönünden hüküm tesisinin isabetsiz olduğu, ayrıca asıl dosya ve birleşen dosyaların karar başlığında ayrı ayrı gösterilerek hüküm kurulmamasının da şekli ve usuli bir eksiklik olup bozmayı gerektirdiği-
Mahkemenin, bozma ilamını taraflara tebliğ edip; kendiliğinden tarafları duruşmaya davet etmekle yükümlü olduğu, belirtilen usuli işlemler tamamlanmadan ve bozma sonrası taraf teşkili sağlanmadan, mahkemece direnme ya da uyma kararı verilmesinin olanaklı olmadığı-
Borçlu belediye tarafından "şikayete konu vekalet ücreti alacağının çek ile alacaklı vekiline ödendiği" ileri sürüldüğüne göre, İcra hukuk mahkemesince, bu husus dava dosyasında mevcut tahakkuk müzekkeresi ve verile emri dikkate alınarak, yöntemine uygun şekilde araştırılıp, gerektiğinde borçlu belediye kayıtları celp edilerek incelenmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu hususlar araştırılmadan hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesi kararının tefhimi üzerine istinaf dilekçesini verdiği halde, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği tarihten sonra istinaf gerekçelerini içeren dilekçe verilmemesi durumunda, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı inceleme yapması gerektiği- İncelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık tespit edilmez ise, işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece 6100 sayılı HMK'nun 26. maddesi gereğince, borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü icra vekalet ücretinin nispi olması gerektiği şikayeti hakkında karar verilmesi gerekirken, borçlunun talebi olmadığı halde mahkeme vekalet ücretinin değerlendirilerek hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-