İcra mahkemesine şikayet yoluyla yapılmış olan başvurularda; taraflar gelmeseler bile mahkemece gereken kararın verilmesi gerekeceği; mahkemece önce “dosyanın işlemden kaldırılması” na, sonra da “davanın açılmamış sayılması” yönünde karar verilemeyeceği-
Yetki itirazında bulunan kişi avukat sıfatına haiz olmadığı gibi anılan şirketin de yetkilisi olmadığından şirket adına dava açamayacağı, icra mahkemesinde itirazda bulunamayacağı-
Haciz tarihi mülkiyetin tespiti açısından önem arz eder ise de somut olayda görüldüğü gibi hacizden önce verilen (daha sonra kesinleşmesi şartı ile) mahkeme ilamı ile mülkiyet hakkının sona ermesi durumunda tapu kaydının aleniyeti kadar hukuki değer arz eden kesinleşmiş mahkeme kararının da göz ardı edilemeyeceği-
“Kısa karar” ile “gerekçeli karar” arasında çelişki yaratılmış olması halinde icra mahkemesince -10.04.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca- çelişkinin giderilmesi ve verilen önceki kararla bağlı olunmaksızın yeni bir karar verilmesi gerekeceği-
Ücreti vekalet, avukata ait olacağından tarafların alacak ve borç ilişkisi nedeni ile takas ve mahsuba konu edilemeyeceğinden buna yönelik takas ve mahsup isteminin reddine karar verilmesi yerinde ise de, mahkemece ücreti vekalet dışındaki yargılama gideri yönünden takas iddiasının kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Vekalet ücretine diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece talep şartı aranmaksızın doğrudan doğruya hükmedileceği-
Kural olarak, icra mahkemesi kararlarının “kesin hüküm” teşkil etmedikleri, tarafları ve konuları aynı olan kararların, kesinleşmesi koşuluyla, birbirlerine karşı (önceki kararın sonrakine karşı) “kesin hüküm” teşkil edeceği-
Avukatlık ücretinin taktirinde hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarifeye göre karar verileceği-