Vasi, vesayet makamından izin almadan bu davayı açtığına göre, mahkemece, dava ve usul ekonomisi ilkesi gözetilerek izin alması için yeterli süre verilip bu husususun bekletici mesele yapılmasının gerekeceği, vesayet makamınca izin verilmesi halinde, yargılamaya devamla nihai karar verilmesinin, aksi taktirde sıfat yokluğundan istemin reddedilmesinin gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, satış işlemlerinin iptaline ve satışın durdurulması ile İİK.’nun 264. maddesi uyarınca alacaklının huzurunda haciz yapılmış olmasına rağmen 7 gün içinde esas takibe geçilmemiş olması nedeniyle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığının tespiti ile takibin iptaline yönelik olduğundan; icra mahkemesince başvurunun sadece satışın durdurulmasına ilişkin kısmı hakkında karar verilemeyeceği-
İcra mahkemesi kararlarının, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmezler ise de, kesinleşmesi koşulu ile birbirlerine karşı kesin hüküm teşkil edecekleri-
Her ne kadar icra mahkemesi kararları kesin hüküm oluşturmaz ise de, borçlunun haczedilmezlik şikayeti nedeniyle aynı konuda verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde, ilk kararın, daha sonra verilmiş olan bu karara karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Kısa karar ile hüküm kısmında çelişki bulunduğundan mahkeme kararının bozulması gerektiği-
Tedbir kararı gereğince 14.000 TL'yı ödeyen şikayetçinin, daha az tutarda olan keşif giderlerini yatırmadığı gerekçesiyle itirazının reddine karar verilmesinin hakkın kaybı sonucunu doğuracağı-
İcra mahkemesi kararları kesin hüküm niteliğinde değilse de, kesinleşen bir icra mahkemesi kararının, aynı konudaki diğer bir icra mahkemesi kararına karşı takip hukuku açısından kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
“Kısa karar” ile “gerekçeli karar” arasında çelişki yaratılmış olması halinde icra mahkemesince -10.04.1992 T. ve 7/4 sayılı İçt. Bir. K. uyarınca- çelişkinin giderilmesi ve verilen önceki kararla bağlı olunmaksızın yeni bir karar verilmesi gerekeceği-
İcra mahkemesince verilecek kararlardan temyizi kabil olanlar yasayla belirlenmiş olup, yasada "bunların infaz edilmeleri için kesinleşmesi gerektiğine" dair bir hüküm bulunmadığından, icra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmiş olmalarının zorunlu bulunmadığı-
İİK’nun 18 vd. maddelerinde “şikayetin kabulü veya reddi halinde tazminata hükmedileceği” ne ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığı-