Bir başka mahkemece davalı şirketin iflasına karar verildiği gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı-
Vergi dairesince konulan haciz idari nitelikte olduğundan, haczedilmezlik şikayetinin çözümünün “vergi mahkemeleri”nin görevine gireceği, icra mahkemesince, huzurunda açılmış olan bu dava hakkında “yargı yolu nedeniyle şikayetin reddine” şeklinde karar verilmesi gerekeceği-
Yabancı alacaklının Türkiye’de icra takibi yapabilmesi için teminat gösterme yükümlülüğünün istisnasının alacaklının tabiyetinde bulunduğu ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık esasına göre çok taraflı veya ikili anlaşmalarla yahut fiili mütekabiliyet esasına göre bir muafiyetin bulunması olduğu-
Borçlunun usulüne uygun biçimde duruşmadan haberdar edilip mazeretsiz gelmediği takdirde itiraz niteliğindeki istemler yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Hasmın yanlış, hatalı ya da eksik gösterilmiş olmasının, ihalenin feshi talebinin esasının incelenmesine engel teşkil etmeyeceği; aksi halin kabulü aşırı şekilcilik olup, hak düşürücü sürelerin geçirilmesi sonucunu doğurur ki bunun da kabul edilemeyecek bir durum olduğu-
İİK.’ nun 18. madde kapsamında şikâyet yargılaması usulüne tabi olan sıra cetveline ilişkin uyuşmazlıklarda HUMK’nun 409. madde hükmünün uygulanmayacağı, bu durumda mahkemece esasa girilerek yargılama yapılması gerekirken, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Sıra cetveline yönelik şikâyetlerin kabulü halinde, sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklıların haklarının etkileneceği, bu durumda icra mahkemesinin şikâyetinin, şikâyet sonucunda hakları etkilenecek olan diğer alacaklılara yöneltmesinin ve İİK.’ nun 18. maddesindeki takdir hakkını duruşma açmak yönünde kullanmasının gerekeceği-
İcra memuru kendi verdiği karardan dönemez ise de; önceki verdiği kararın dosya kapsamı ve yasa hükmüne uygun olmadığını fark etmesi, örneğin, iflasın ertelenmesi davasında borçlu şirket hakkında takiplerin durdurulmasına dair verilen tedbir kararına rağmen yanlışlıkla borçlunun malvarlığının haczine karar verilmesi halinde, icra memurunca yasaya uygun olan kararın verilmesine engel bir düzenleme de bulunmadığı- İcra müdürlüğünce tedbir kararı gerekçe gösterilerek -yanlışlıkla konulan- haczin kaldırılmasına karar verilmesinin isabetli olduğu-
Bir mahkeme kararının temyiz edilip edilemeyeceği belirlenirken, temyiz hakkının doğduğu yani kararın verildiği tarihteki hukuksal durum esas alınması gerekeceği; karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmü temyiz sınırı yönünden hangi düzenlemeyi içeriyor ise, ona bağlı kalınması gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağının belirtilmiş bulunmasına göre, mahkemece, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermek gerekeceği-