Temyize konu mahkeme kararında, yalnızca "şikayetin kabulüne" denilmekle yetinilmiş olup; şikayet nedenleri ve sonuçları hakkında anlaşılabilir nitelikte, tereddütsüz infazı mümkün bir hüküm fıkrasının oluşturulmasının gerekeceği-
İcra dairesine ödenen tahsil, başvuru ve vekalete harcının bankaya iadesi nedeniyle açılan davanın 'adli yargı yerinde' çözümleneceği-
Aynı konuda genel mahkemede açılan menfi tespit davasının, icra takip hukukunun kendisine özgü şekli yapısı nedeniyle ve alacaklının alacağına biran önce kavuşmasını engelleyici niteliği dolayısıyla, görülmekte olan şikayet bakımından bekletici mesele olarak da kabul edilemeyeceği-
Uygulamada HMK'daki hükümlerin açıkça bir yollama yapmadıkça İİK'da uygulanmayacağı-
"Takibin durdurulması işleminin iptali" isteminin evrak üzerinde incelenemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünde duruşma açılarak taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Takip talebine eklenen kredi sözleşmelerinden bir kısmının, 5411 s. Bankacılık Kanunu’nun 138/4. maddesinde sözü edilen, 26.12.2003 tarihinden sonrasına ait olduğu da dikkate alındığında, bu hususta araştırma yapılarak gerekirse sözleşme ve ödemeler incelenerek 26/12/2003 tarihinden önce kullandırılan kredilerin takibe konu alacakla bir ilgisinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekeceği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağının belirtilmiş bulunmasına göre, mahkemece, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermek gerekeceği-
Aynı takibe dayalı olarak açılan davalar birleştirildiği halde mahkemece hüküm verilirken karar başlığında asıl davanın ve birleşen davanın taraflarının ayrı ayrı gösterilmesinin, hüküm yerinde asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmasının gerekeceği-
Haczedilmezlik şikayetinden vazgeçmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesinin şikayeti konusuz kılmayacağı, şikayetin esasının incelenerek bir karar verilmesi gerekeceği-
İlama uygun olmayan icra emrinde fazla hesaplanan miktarın iptalinin talep edilen davada, borçlu talebi nazara alınmadan ve talep aşılarak belirtilen miktar yönünden icra emrinin iptaline karar verilemeyeceği-
Mahkemece şikayetin esasının (infaz işleminin ilama aykırı yapılıp yapılmadığı) gerektiğinde takip dayanağı ilamın 2. bendinde dayanak yapılan Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2001/633 Esas sayılı dosyasında hükme esas alınan bilirkişi raporu ve eki krokinin mümkünse aynı bilirkişiler temin edilerek yerine uygulanması mümkün değilse farklı kişilerle aynı kroki uygulanarak sonuca gidilmesi gerekirken şikayet dilekçesinde karşı taraf olarak gösterilenlerin bu yeri sattıkları, onlara karşı ilamın infazının gerçekleştirilemeyeceği nedenleriyle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-