İcra mahkemesi kararları maddi hukuk anlamında kesin hüküm oluşturmaz ise de, aynı konuda verilen önceki icra mahkemesi kararının kesinleşmesi halinde, daha sonra verilmiş olan karara karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı, bir başka deyişle icra mahkemesi kararlarının birbirine karşı kesin hüküm oluşturacağı ve bağlayıcı olacağı-
Her ne kadar, icra mahkemesi kararları genel hükümlere göre yapılan yargılamalar yönünden kesin hüküm oluşturmaz ise de; aynı konuda icra mahkemesince verilen önceki kararın kesinleşmesi halinde bu kararın, daha sonra verilecek olan icra mahkemesi kararına karşı kesin hükmün sonuçlarını doğuracağı-
Lehine iştirak nafakası hükmedilen müşterek çocuğun nüfus kayıt örneği getirtilerek reşit olmuş ise iştirak nafakası istenemeyeceğinden takipte talep edilen nafaka miktarının denetlenmesi ve bu konudaki şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken çocuk için öngörülen nafakanın sona ermesine karar vermenin icra mahkemesinin görevi dahilinde olmadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Alacaklının, apartman yönetimi hakkında takip başlatmasının 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 35. maddesi hükmüne uygun olduğu, ancak bu durumda kat maliklerine ödeme emri tebliğ edilmeden veya takipte taraf olarak gösterilmeden kat maliklerinin bağımsız bölümlerinin haczedilemeyeceği-
İcra emrinin borçlu asıla tebliğ edilmesinden sonra, borçlu vekilinin yasal süresi içerisinde icra mahkemesine başvurarak, tebligatın asile gönderilmediğinden bahisle, icra emrinin iptali istemi yanında ilamın kesinleşmeden infaz olunamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline ilişkin şikayetlerini de ileri sürdüğünün görüldüğü, bu durumda, adı geçenin tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle icra emrinin iptalini talep etmesinde hukuki yararının kalmadığı-
Borçlu adına tapuda kayıtlı bir taşınmaz bulunmadığından ve arsa üzerinde yapılan binaların arza tabi olması nedeniyle - menkul hükmünde haciz işlemi yapılamayacağından- inşaat sözleşmesinin icrasına bağlı olarak ileride doğması muhtemel haklar için haciz işlemi uygulamasının da usulsüz olduğu-
Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılmasının kanunun amacına uygun düşeceği-
İlamlı icra takibine yönelik şikayette, gider avansını dava dilekçesini sunduğu tarihte PTT yoluyla havale eden şikayetçinin paranın mahkemesine ulaşmamasında bir kusurunun bulunmadığı nazara alınarak, mahkemece gider avansının eksik yatırıldığı durumlarda uygulanması gerekli yasal düzenleme gereğince, borçluya kesin süre verilip gider avansının yatırılmasının istenilmesi ve daha sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği, bunun yerine şikayetin ‘dava şartı’ yokluğundan reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-