Şikayete konu icra takipleri ve takip alacaklıları ile zamanaşımı şikayetine konu senetler farklı olup, dosyalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece, borçlunun her bir icra takibi için yaptığı şikayetlere ilişkin dosyaların tefrik edilip ayrı ayrı incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği -
"Tahliyesine karar verilen taşınmazın 2009 yılında inançlı işlem ile borçluya devredildiğini, 2007 yılından itibaren adreste 3. kişinin faaliyet gösterdiğini, tahliye için taşınmazın bulunduğu adrese gelen icra müdürünün, taşınmazı takip dayanağı sözleşme tarihinden evvelki bir zamandan beri 3. kişinin kullandığı yönünde araştırma yapmadığını" ileri sürerek tahliye işleminin iptalini isteyen 3. kişinin şikayeti üzerine icra mahkemesince duruşma açılmaksızın evrak üzerinden hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Borçlunun kısıtlama kararına dayanak olarak alınan Adli Tıp Kurumu raporu ve borçlunun daha önce bir süre bulunduğu hastane raporIarında takip konusu bononun tanzim tarihi itibari ile borçlunun fiil ehliyetinin bulunmadığına yönelik herhangi bir araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, mahkemece, şikayetin mahiyetine göre duruşma açılıp, varsa tarafların delilleri ile birlikte dosyaya sunulan raporlar ile tüm tedavi ve hasta takip evraklarının, Adli Tıp Kurumu Başkanlığına gönderilerek, borçlunun takip dayanağı bononun düzenleme tarihi itibariyle fiil ehliyeti bulunup bulunmadığına yönelik ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince verilen kararların, kural olarak maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemekle birlikte, aynı takip dosyası nedeniyle, aynı taraflar arasında ve aynı konuda daha önce verilen icra mahkemesi kararı kesinleşmesi koşuluyla sonraki şikayet yönünden kesin hüküm teşkil edeceği-
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne yönelik iddia, mahkemede her türlü delille ispat edilebileceğinden, öncelikle duruşma açılarak şikayetçiye (borçluya) ve karşı tarafa (alacaklıya) anılan konudaki delillerini mahkemeye ibraz etmeleri için imkan tanınmadan dosya üzerinden karar verilmesinin usule aykırı olduğu-
Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispatı, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğundan; mahkemece, alacaklının ileri sürdüğü imza örneklerinin emsal imza niteliği taşımaları halinde bunların da incelemeye dahil edilmek suretiyle usulünce yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının ardından, imzanın murise ait olduğu tespit edilirse, borçluların tahrifata ilişkin iddialarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi; imzanın murise ait olmadığının tespit edilmesi halinde ise imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği -
Davadan feragatin (HMK. 311) kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin karşı tarafın onayına gerek olmadan tek taraflı bir irade beyanı ile sonuç doğuracağı-
Meskeniyet şikayetinde, şikayetçi borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması halinde, dosyanın işlemden kaldırılmasına (HMK. mad. 150/1) ve davanın açılmamış sayılmasına (HMK. mad. 320/4) karar verilemeyeceği, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp şikayetin sonuçlandırılması gerektiği (İİK. mad. 18/3)- Eksik olan delil avansının yatırılması için masrafı dosyada mevcut gider avansından karşılanmak suretiyle borçlu vekiline kesin süre içeren meşruhatlı davetiye çıkartıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği, mahkemece, "eksik avansın yatırılmadığı ve duruşmaları takip etmeyen borçlu vekiline bu konuda tebligat yapılması gerekmediği" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde, bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde, genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri icra takipleri hakkında da uygulanabileceği- Her iki takip dosyasının taraflarının aynı olduğu, takibe konu ipoteklerin aynı borç için verildiği, ikinci takip dosyası ile ilk takipte eksik hesaplanan alacağın takibe konulduğunun iddia edildiği, dolayısıyla ilk takip dosyası için yapılan şikayet dosyasında yapılacak hesaplama sonucunda hükmolunacak miktarın, diğer takip dosyası ile ilgili olarak yapılan şikayet dosyasındaki hesaplamayı da etkileyeceği, bu durumda dosyaların aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleştirilerek hükme bağlanmalarının zorunlu olduğu görüldüğü-
Takipte borçlu sıfatı bulunmayan ve taraf olmayan, hakkında takip işlemi yapılmayan K.K.'ın, taraf olmadığı icra takibi ile bu dosyada yapılan takip işlemlerine ilişkin şikayet ve itiraz hakkı bulunmadığı, taraf olmayan üçüncü kişi ölü kişi hakkında takip yapıldığı gerekçesi ile takibin iptalini isteyemeyeceği, o halde mahkemece istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-