Borçlu vekilinin ilamsız icra takibine karşı icra mahkemesinden, iflasın ertelenmesi davasında verdiği tedbir kararı nedeniyle usulsüz yapılan takibin iptalini talep ettiği, bu talep İİK'nun 16. maddesi hükmünde öngörülen şikayet niteliğinde olup, borçlunun icra mahkemesinden takibin iptalini istemesinin mümkün ve bunda hukuki yararının olduğu-
İhalenin feshini isteyen şikayetçinin icra mahkemesine yaptığı başvuru sırasında 100 TL "gider avansı" yatırdığı, mahkemece adı geçene gönderilen muhtıra ile eksik gider avansı olan 315,00 TL. nin iki haftalık kesin sürede yatırılmasının istendiği" uyuşmazlıkta, eksik gider avansının "sebebi" ve "nelerden kaynaklandığı" açıklanmak suretiyle, eksik kısmı tamamlaması için şikayetçiye muhtıra tebliği gerektiğinden, denetime elverişli bir hesaplama yapılmaksızın ve istenen gider avansının nelerden kaynaklandığı açıklanmaksızın gönderilen muhtıraya uyulmamasının şikayetçi aleyhine sonuç doğurmayacağı- İhalenin feshi isteminin mutlaka duruşmalı incelenmesi gerektiği-
İhale alıcısının kendisinden istenecek KDV oranının %1 olması gerektiği şikayet dilekçesinde hasım olarak icra müdürlüğünü göstermesi yanlış ise de, bu yanlışlık şikayetin husumet yokluğundan reddini gerektirmeyeceği, icra mahkemesince şikayetin doğru hasım olan Maliye Hazinesine yöneltilmesi sağlanarak şikayetin esası incelenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi verenin, asıl borçluya başvurmadan kefilden borcun ifasını isteyemeyeceği, buna yönelik şikayetin süresiz olarak icra mahkemesinden istenebileceği-
Takibin mükerrer olduğu hususu takip şekli itibarı ile İİK'nun 62. maddesi uyarınca yasal 7 günlük sürede borçlu tarafça icra dairesine yapılması gereken "borca itiraz" niteliğinde olup, mahkemece bu hususun re'sen gözetilmesinin mümkün olmadığı-
Her ne kadar takip alacaklısı şirketin takip tarihi itibariyle taraf ehliyeti bulunmasa da, borçlunun icra mahkemesine yaptığı şikayet üzerine yapılan yargılama sırasında, ticaret sicilden terkin edilen alacaklı şirketin, ihyasına karar verildiği ve kararın yargılama sırasında kesinleştiği görüldüğünden HMK. mad.115/2 'ye göre süre verilmeden, yargılama sırasında takip alacaklısının mahkeme kararı ile yeniden ihyasına karar verildiği gözetilerek, borçlunun, alacaklının takipte taraf ehliyeti bulunmadığı yönündeki şikayetinin reddine karar verilmesi gerektiği- HMK. mad. 297 gereğince borçlunun ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği yönündeki şikayetinin esası incelenerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Aynı dava dilekçesinde, her biri ayrı bir dava konusu olabilecek ihalenin feshi ve meskeniyet şikayetleri birlikte ileri sürüldüğünden mahkemenin de bu talepleri bir dava olarak görüp bir vekalet ücretine hükmetmesi gerektiği-
TTK’nun 1472. maddesinde sigorta şirketine, sigortalıya tazmin ettiği bedel kadar halef olacağı düzenlenmiş olup, bunun bîr kanuni halefiyet olduğu-TTK’nun 1472. maddesinde borçlunun onayı gerekmeksizin sigortacının sadece ödemeyi ispat ederek takibi kaldığı yerden devam edeceği - Mahkemece, takıp alacaklısı da şikayete dahil edilmek suretiyle anılan hüküm doğrultusunda bir ödemede bulunulup bulunulmadığı ile bu ödemenin takip konusu alacakla ilgili olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hak düşürücü niteliğindeki satış isteme sürelerinin re'sen gözetmesi gerekeceği- Satış isteme sürelerinin geçmesine karşın tapu sicilinde şeklen varlığını sürdüren haczin İİK'nun emredici nitelikteki 106. ve 110. maddelerine aykırı bir durum yaratacağı- Taşınmazı takip borçlusundan hacizle yükümlü olarak satın alan yeni taşınmaz malikinin İİK. mad. 106 ve 110 gereğince haczin düştüğüne ilişkin iddiasının incelenmesi gerektiği-
Şikayete konu ödeme emri tebligatının şikayetçi şirket adresine gönderilmiş olduğu ve alacaklının şikayetçiyi borçlu sıfatı ile takip iradesini de açıkça beyan ettiği anlaşıldığına göre, mahkemece bu hususta tarafların beyanları alınıp buna dair gösterecekleri belge ve deliler incelenerek sonucuna göre şikayetçinin hukuki yararı bulunup bulunmadığı değerlendirilerek bir karar vermek gerekeceği-