Senetteki imzanın borçluya ait olduğunun ispatı, senet elinde olup takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya ait olduğundan; mahkemece, alacaklının ileri sürdüğü imza örneklerinin emsal imza niteliği taşımaları halinde bunların da incelemeye dahil edilmek suretiyle usulünce yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasının ardından, imzanın murise ait olduğu tespit edilirse, borçluların tahrifata ilişkin iddialarının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi; imzanın murise ait olmadığının tespit edilmesi halinde ise imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekeceği -
Davadan feragatin (HMK. 311) kesin hüküm gibi sonuç doğuracağı, feragatin karşı tarafın onayına gerek olmadan tek taraflı bir irade beyanı ile sonuç doğuracağı-
Meskeniyet şikayetinde, şikayetçi borçlunun geçerli bir mazeret bildirmemiş ve duruşmaya gelmemiş olması halinde, dosyanın işlemden kaldırılmasına (HMK. mad. 150/1) ve davanın açılmamış sayılmasına (HMK. mad. 320/4) karar verilemeyeceği, taraflar gelmeseler bile inceleme yapılıp şikayetin sonuçlandırılması gerektiği (İİK. mad. 18/3)- Eksik olan delil avansının yatırılması için  masrafı dosyada mevcut gider avansından karşılanmak suretiyle borçlu vekiline kesin süre içeren meşruhatlı davetiye çıkartıldıktan sonra karar verilmesi gerekeceği, mahkemece, "eksik avansın yatırılmadığı ve duruşmaları takip etmeyen borçlu vekiline bu konuda tebligat yapılması gerekmediği" gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda hüküm bulunmayan hallerde, bu kanuna aykırı düşmediği ölçüde, genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümleri icra takipleri hakkında da uygulanabileceği- Her iki takip dosyasının taraflarının aynı olduğu, takibe konu ipoteklerin aynı borç için verildiği, ikinci takip dosyası ile ilk takipte eksik hesaplanan alacağın takibe konulduğunun iddia edildiği, dolayısıyla ilk takip dosyası için yapılan şikayet dosyasında yapılacak hesaplama sonucunda hükmolunacak miktarın, diğer takip dosyası ile ilgili olarak yapılan şikayet dosyasındaki hesaplamayı da etkileyeceği, bu durumda dosyaların aralarındaki fiili ve hukuki irtibat nedeniyle birleştirilerek hükme bağlanmalarının zorunlu olduğu görüldüğü-
Takipte borçlu sıfatı bulunmayan ve taraf olmayan, hakkında takip işlemi yapılmayan K.K.'ın, taraf olmadığı icra takibi ile bu dosyada yapılan takip işlemlerine ilişkin şikayet ve itiraz hakkı bulunmadığı, taraf olmayan üçüncü kişi ölü kişi hakkında takip yapıldığı gerekçesi ile takibin iptalini isteyemeyeceği, o halde mahkemece istemin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği-
HMK'nun 298/2. maddesinde; gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlendiğinden ancak somut olayda; mahkemece, tarafların yüzlerine karşı verilen kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki olduğundan, aradaki çelişkinin giderilerek yeniden karar verilmesi gerekeceği -
İş Kanunu 36/3 hükmünün yanlış yorumlandığını ileri süren borçlunun şikayetinin mahkemece, şikayetin niteliği gereği usule uygun duruşma açılıp, taraf teşkili sağlandıktan ve tarafların gösterecekleri deliller toplandıktan sonra gerektiğinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği -
Önceki temyiz talebinin alacaklı (davalı) vekili tarafından yapıldığı ve giderlerin alacaklı tarafından ödendiği halde, mahkeme kararının yargılama giderlerine ilişkin 3 no'lu bendinde temyiz harç ve giderlerinin davalıdan (alacaklı) alınarak davacıya (borçlu) verilmesinin isabetsiz olduğu-
Vali yardımcısının, valiliği temsilen adli mercilerde dava açmasının mümkün olmadığı-