Borcun vadeden sonra ve takipten önce yatırılmış olması halinde, alacaklının temerrüde düşürülmüş olup olmadığı hususu araştırıldıktan sonra, borca itiraz hakkında karar verilmesi gerekeceği—
«Senedin azledilen vekil tarafından imzalanmış olduğu»nun ileri sürülmesi halinde, azilnamenin vekile ne zaman tebliğ edilmiş olduğunun araştırılması gerekeceği—
Yetki itirazının, takibin yapıldığı için icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği—
İtfa itirazının ancak -İİK. 169/a-I’e uygun biçimde- resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabileceği—
Tahrif edilmiş belgenin o şekliyle ‘ödeme belgesi’ olarak kabul edilemeyeceği, belgeye sonradan eklenen yazılar (belgenin tahrif edilmiş kısmı) üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği–
Borçlu tarafından tevdi yerine yatırılmış olan senet bedelini buradan almayarak, borçlu hakkında takip yapan alacaklının kötüniyetli sayılacağı, borçlunun borca itirazının kabulü gerekeceği—
«Üzerinde imza ve tarih bulunan pulların başka yerden sökülerek senede yapıştırılmış olduğu»na ilişkin iddianın, bilirkişi incelemesi yaptırılarak çözümlenmesi gerekeceği–
İİK. 169 ve 169a maddelerine göre yapılan «borca itiraz»ın HUMK. 178’de (şimdi; HMK. 118'de) öngörülen- «dava» olmaması nedeniyle, itiraz dilekçesinde HUMK’nun 179. (şimdi; HMK'nun 119.) maddesinde öngörülen koşulların bulunmasının zorunlu olmadığı (bu nedenle borca itiraz dilekçesinde; alacaklı ve vekilinin kimliklerinin belirtilmemiş olması, dilekçede senet lehtarının yanlış belirtilmiş olması, alacaklının/borçlunun isminin yanlış yazılmış olmasının alacaklının «karşı taraf» olarak gösterilmemiş olmasının dilekçenin reddine» neden olmayacağı)—
«Borç asılının takipten önce ödendiği»nin, yazılı belge ile kanıtlanamaması halinde, «takipten sonra ödendiği»nin kabul edilmesi gerekeceği—
Yetki itirazında, yetkili icra dairesinin doğru olarak gösterilmemiş olması halinde, yetki itirazının reddedilmesi gerekeceği—