İİK. 169a’da belirten niteliği taşımayan belgeye dayalı itirazların reddedilmesi gerekeceği—
Alacaklı tarafından, icra mahkemesince verilen «itirazın kabulüne ve % 40 (şimdi; %20) tazminatın alacaklıdan tahsiline» ilişkin karardan sonra «alacak davası» açılmış olması halinde, alacaklı aleyhindeki % 40 (şimdi; %20) tazminatın tahsili için yapılmış olan takibin -alacak davasının sonuna kadar- durdurulması gerekeceği—
Senedin arkasındaki -«kısmi ödememe»yi, «senedin teminat senedi olduğu»nu, «senedin tahsilinin bağlı olduğu koşullar»ı vs. belirten- yazıların üzerinin pulla kapatılmış olduğu iddiasında bulunulması halinde, pulların sökülerek altındaki yazıların okunması için icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekeceği—
Takip konusu borcun, borçlulardan biri tarafından ödenmiş olmasının, diğer borçlunun yaptığı borca itirazın incelenmesini engellemeyeceği—
TTK. 723’de (şimdi; Yeni TTK. mad. 811) yazılı «mücbir sebep» iddiasının icra mahkemesinde (tetkik merciinde) yazılı belge ile isbat edilebileceği–
Takip konusu senedin -inşaat, kredi, alım satım vb. gibi- iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme uyarınca düzenlenmiş olması halinde, senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmediği yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesince -İİK. 169/a-VI, c: 1 uyarınca- «borca itirazın kabulü ile takibin iptaline» karar verileceği («görevsizlik kararı» verilemeyeceği)—
Çek altındaki imzaların, keşide tarihindeki kooperatif yö-netcilerine ait olmaması halinde, kooperatifin çek bedelinden dolayı sorumlu olmayacağı, «çekin önceki yöneticiler tarafından ileri tarihli çek olarak düzenlenip, alacaklıya verildiği» iddiasının -bu iddia yazılı belge ile kanıtlanmadıkça- dar yetkili icra mahkemesinde araştırılamayacağı—
Ödeme emrinin düzeltilmesine» karar veren icra mahkemesinin ayrıca «ödeme emrinin iptaline» karar veremeyeceği—
İcra mahkemesi kararında yazılı olan -% 20 «tazminat» ve «yargılama giderlerinin» (ve «vekalet ücreti»nin) -İİK. 169/VI, c: 2 uyarınca «menfi tespit» (ve istirdat) ya da «alacak» davası açılmamış olması halinde- karar kesinleşmeden ve ayrı (müstakil) takip konusu yapılabileceği—