İcra dosyasının yapılan incelemesinde, 30.03.2016 tarihli tensip tutanağı ile; asıl alacağın %20'si oranında teminat yatırılması halinde takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesine rağmen, borçlu tarafından teminatın yatırılmadığı ve takibin durdurulmadığı görülmekle, mahkemece, itirazda bulunan borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Takip durdurulmadığından borçlunun inkar tazminatı ile sorumlu tutulması isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlunun, takip dayanağı çeki imzalayan kişinin keşide tarihi itibariyle şirketi temsil yetkisi olmadığı ve bu nedenle takip konusu çekten dolayı borçlu şirketin sorumluluğunun bulunmadığı iddiası, bu hali ile İİK'nun 168/5 ve 169. maddelerine dayalı borca itiraz niteliğinde olduğundan, itiraz hakkında İİK'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verildiği, mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borçlunun zamanaşımı itirazının takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olduğu nazara alınarak İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, icranın geri bırakılmasına hükmedilmesi isabetsiz olup, hükmün bu sebeple bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borçluların borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca haklarındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Ticari mümessilin, hem ticari işletme hem esnaf işletmesi için; ticari vekilin ise, sadece ticari işletme için tayin edilebileceği, ticari mümessil, bir işletmenin tüm işlerini idare etmekle görevlendirildiğinden, onun, işletmenin hem olağan hem olağanüstü nitelikteki bütün işleri yapmaya yetkisinin olduğu, buna karşılık genel yetkili ticari vekilin, işletmenin sadece olağan (mutad) işleriyle sınırlı temsil yetkisine sahip olduğu, olağanüstü işlemleri yapabilmesi için, işletme sahibinin özel yetkisine ihtiyaç olduğu, belli bir işin ya da işlemin ifasıyla görevlendirilen sınırlı (özel) yetkili vekillerin sahip oldukları temsil yetkilerinin kapsamının ise, kendilerine bırakılan iş ya da işlemin niteliğine göre belirleneceği, ticari vekilin, özel yetki verilmedikçe tacir adına ödünç alamayacağı, kambiyo taahhütlerinde bulunamayacağı ve davacı veya davalı olarak mahkemelerde taciri temsil edemeyeceği, oysa ticari mümessilin, bu tür işlemleri dahi yapma yetkisine sahip olduğu, ticari mümessilin temsil yetkisinin ticaret siciline tescili gerekirken, ticari vekilin temsil yetkisinin sicile tescil edilemeyeceği-
Senedin, taraflar arasındaki sözleşme çerçevesinde şarta bağlı olarak düzenlendiği iddiası, İcra ve İflas Kanunu'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi uyarınca, itirazın kabulü halinde takibin durmasına karar verileceğinden, mahkemece, ''takibin durdurulması'' yerine ''takibin iptaline'' hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, borca itiraz kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca borçlu hakkındaki takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının belirtilen nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin, yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-