Vade tarihlerinden itibaren üç yıllık süre geçtikten sonra takibe geçilen bonolar yönünden zamanaşımının oluştuğu ve bu bonolar yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Dekontlarda takip konusu bonoya açıkça atıf yapılmadığı, alacaklının bu ödemelerin takip konusu bonoya ilişkin olduğu yönünde bir kabul beyanı da bulunmadığı anlaşıldığından, ödeme iddiasında bulunan borçlular borca itirazlarını İİK. mad. 169/a uyarınca belgeyle kanıtlayamadığı ve bu durumda, mahkemece itirazın reddi gerektiği-
Borçlunun ''...borca karşı kısmi itirazlarımın kabulüne ...'' şeklindeki ifadesiyle borcu kabul edip ödediğini ileri sürdüğünden, "takibin iptaline" karar verilemeyeceği- Borçlu tarafça ödemeye ilişkin iddiasını ispata yarar İİK'nun 169/a maddesi anlamında yazılı bir belge de sunulmadığına göre itirazın reddi gerektiği, kısmi kabule rağmen, bononun kambiyo senedi vasfı taşımadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece, borçlunun çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazına yönelik itirazlarının da incelenmesi gerektiği-
Borçlunun itirazına dayanak yaptığı ihtarnamenin İİK. mad. 169/a maddesi anlamında bir belge olmadığı, alacaklının takip konusu bononun kira farkı nedeniyle borçludan alındığını beyan etmş olup, borçlunun teminat iddiasının kabulü yönünde açık bir beyanı olmadığından ve borçlu tarafından, dosyaya, "senedin teminat için verildiğine" dair bir yazılı belge sunulmadığından ve senet üzerinde teminata ilişkin bir şerh de bulunmadığından senedin teminat senedi olduğunun kabul edilemeyceği-
Senet lehdarı ile takip alacaklısı cirantanın baba-oğul olduğu dikkate alındığında alacaklının, senedin gerçek miktarını bilebilecek konumda olduğu- Borçlunun itirazının esasa ilişkin nedenlerle kabul edildiği ve itiraz dilekçesinde de tazminat talebinin bulunduğu gözetilerek, İİK. mad. 169/a-6 uyarınca, tahrifat sonucu artırılan alacak tutarının %20'sinden aşağı olmamak üzere borçlu lehine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Borçlunun borca itirazı esasa ilişkin nedenlerden reddedilmiş olup icra takibi muvakkaten durdurulduğuna göre, alacaklının isteği bulunduğu da gözetilmek suretiyle İİK. mad. 169/a-6 gereğince borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Ara kararda %15 teminat karşılığında takibin tedbiren durdurulmasına karar verildiği, belirlenen teminatın 05.4.2016 tarihinde yatırılması üzerine, mahkemece icra dairesine takibin geçici olarak durdurulması için müzekkere yazıldığı görüldüğünden, borçlunun borca itirazı esasa ilişkin nedenlerden reddedilmiş olup icra takibi muvakkaten durdurulduğuna göre; alacaklının isteği bulunduğu da gözetilmek suretiyle İİK'nun 169/a-6.maddesindeki açık düzenleme gereğince borçlu aleyhine tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Takibe konu edilen senedin teminat fonksiyonunu devam edip ettirmediği, devam ettiriyorsa ne miktarda ettirdiği ve tahsile konulabilmesi için 04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren "Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 8/2. ve 3. fıkralarındaki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususları, maddi hukuk açısından açılacak menfi tespit davasında değerlendirilebilecek hususlardan olup uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle yargılamayı gerektirdiği-
Mahkemece, derdest olan vesayet davasında alınan ve dosyaya temyiz dilekçesi ekinde sunulan sağlık kurulu raporu ile varsa tedavi evraklarının borçlu ile birlikte Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na veya tam teşekküllü bir devlet hastanesine gönderilerek, bonoyu düzenleyen konumunda olan kişinin bononun düzenlenme tarihi ve takip tarihi itibariyle temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığı yönünde rapor aldırılması ile tespit edilecek sonucuna göre karar verilmesi (her iki tarih itibariyle borçlunun temyiz kudretine haiz olduğu sonucuna varılması halinde, imzaya itirazın bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle incelenmesi) gerekeceği-