Alacaklının, borçlunun icra mahkemesine yapmış olduğu başvuruya karşı alacağın zamanaşımına uğramadığı, itirazların yerinde olmadığını iddia ederek takibi sürdürme iradesini ortaya koyduğu, ödeme emri tebliğ edilmese dahi alacaklının takibi sürdürme iradesi olduğundan borçlunun itirazda bulunmasının mümkün olduğu, o halde, mahkemece, hakkında başlatılan takipten haberdar olan borçlunun, itirazı yasal süresinde kabul edilerek zamanaşımı itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı bonoda tahrifat yapıldığının tespit edilmesi halinde, senedin tahrifattan önceki miktar için geçerli sayılması gerekeceği ve bu nedenle fazlalaştırılmış miktar kapsamında takibin kısmen iptalinin gerektiği-
Borçlunun, çekin, 80.000 TL bedelli olarak verildiği şeklindeki beyanı, borcun 80.000 TL'lik kısmının kabulü anlamında olup çekin 80.000 TL olan bedelinin tahrifat sonucu 180.000 TL'ye dönüştürüldüğü sabit olduğundan borca kısmi itirazın kabulü ile 80.000 TL'sı ve fer'ilerini aşan kısım yönünden İİK'nun 169a/5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Bir senedin teminat senedi olduğunun yazılı delille ispatlanabileceği- Yasanın öngördüğü şekil şartlarının bulunmadığı durumda senedin kambiyo senedi vasfını yitireceği- Temel borç ilişkisinin senede bir sözcükle yansıtılmasının o senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemeyeceği-
Takip dayanağı senedin, 25.06.2013 düzenlenme, 05.06.2014 vade tarihli, 325.000 TL bedelli bono olduğu, dayanak bono üzerinde ve taraflar arasında düzenlenen 25.06.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde bononun teminat bonosu olduğuna ilişkin bir kayıt olmadığı görüldüğü ancak; alacaklı tarafından takip talebinde 147.247,87 TL asıl alacak kaleminden sonra, gayri nakdi krediler için depo talebi adı altında 22.222,00 TL ile ayrıca gecikme zammı talebinde bulunulduğu ve takip dayanağı bononun düzenlenme tarihi ile genel kredi sözleşmesinin düzenlenme tarihlerinin aynı tarih olduğu, sözleşmenin taraflarının, bononun keşidecisi borçlu şirket, aval veren borçlu M.K., dava dışı aval veren borçlu K. ve lehtar alacaklı banka olduğu görülmekle, buna göre, takip dayanağı bononun, bankadan çekilen kredinin teminatı olarak verildiğinin kabulü gerekip, bononun, çekilen kredinin teminatı olarak alınması nedeniyle alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden borca itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği- Takibe dayanak bonoya ilişkin olarak 5 günlük itiraz süresinin son günü olan 27.07.2014 tarihi Pazar günü ve devam eden günler de R. B.ı olup, 2429 Sayılı Ulusal B. ve Genel Tatiller Hakkında Kanun'un 3.maddesi uyarınca C.rtesi ve Pazar günleri resmi tatil olduğundan ve itiraz süresinin son günü tatile rastladığından, tatili takip eden ilk iş günü olan 31.07.2014 tarihinde yapılan itirazın yasal süresinde olduğu-
Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesinin aynı kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılması gerekeceği-
Borçlunun takip dayanağı senedin teminat senedi olduğuna ilişkin itirazının borca itiraz olduğu, kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verileceği-
Takip dayanağı senet üzerindeki imzanın borçlu şirket yetkilisine ait olmadığına yönelik itirazın kabulü üzerine takibin durdurulmasına karar verileceği ve bu durumda alacaklının alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum olması gerekeceği-
Borçlunun, takip dayanağı bononun teminat senedi olarak verildiği iddiası İİK'nun l69. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu iddianın kabulü halinde aynı Kanun'un 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, başvurunun İİK'nun 170/a maddesi kapsamında şikayet olarak vasıflandırılarak takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekir ise de, yapılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Borçlu takibe konu bonoda yazılı miktarı kısmen kabul ettiğinden İİK'nun 170/a-son fıkrası uyarınca aynı maddenin 2. fıkrası hükmünün uygulanamayacağı, mahkemece, İİK'nun 170/a-son maddesi gereğince takibin iptali mümkün olmadığından, çek bedelinin tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edilip, borca kısmi itirazın kabulü ile takibin 25.000 TL'sını aşan kısmı yönünden İİK'nun 169-a/5. maddesi gereğince durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, çekin süresinde bankaya ibraz edilmemesi nedeni ile takibin tümden iptali yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-