Borçlunun yetki itirazı kabul edildiğine göre, bu kabul kararı ile takibin durmuş olacağı ve duran takipte de (yetki itirazının kabulüne karar verildiği tarihten itibaren) zamanaşımının işlemeyeceği- Takip tarihi ile yetki itirazının kabulüne karar verildiği tarih arasında 6 aylık zamanaşımı süresi de dolmadığından mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının reddi gerektiği-
Davanın esasıyla ilgili olarak, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verileceği (HMK. mad. 353/1-b-2)-
Davacının davaya konu senetten kaynaklı olan borcunu ödediğini iddia ettiği, ibraz ettiği havale dekontundaki kişilerin senet ilişkisinde taraf olmadığı ve ödemelerin senet alacağına mahsuben yapıldığının İİK 169-a maddesindeki belgelerden biri ile ispatlanamadığı, davalının ise yapılan ödemelerin taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı davacı borcuna mahsuben yapıldığını kanıtladığı-
Bononun takibe konulmasının şarta bağlı olduğu ve tahsilinin gerekip gerekmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği anlaşıldığından bu teminat senedine dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılamayacağı-
İtiraz eden borçlu keşideci tarafından takibe konu çekin lehtarın elinde çalınması nedeniyle lehtarın çekin iptali davası açtığı ve bu davada kendilerinin başvurusu üzerine mahkemece muhatap bankanın tevdi mahalli tayin edilerek çek karşılığının bankaca bloke edildiği görülmüşse de, gerek bahsi geçen mahkeme kararında ve gerekse takibe konu çekin arkasında bulunan şerhte çekin karşılığının bankada bulunduğu, ibraz anında alacaklıya ödenmediği dolayısıyla alacaklının takip yapmakta haklı olduğu anlaşıldığından, icra mahkemesince iddia ve savunmaların icra takip hukuku açısından değerlendirilerek, geçerli bir ödeme olmadığından borca itirazın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, istinaf isteminin kabulü ile düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde yeniden esas hakkında karar verilmeden, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünde yer alan inkar tazminatına dair kısmının düzeltilmesine hükmolunmasının hatalı olduğu-
Ödeme belgesinin takip konusu borçla ilgili olarak verildiğinin kabul edilebilmesi için, belgede, takip dayanağına açıkça atıf yapılması gerektiği- Tarafların kabulünde olan borç miktarın dikkate alındığında, mahkemece, miktarı aşan kısım yönünden takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken takibin tamamı yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Takibe konu bononun, taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak verildiği, üzerinde kayıt ve şart ihtiva ettiğine dair hiç bir tereddüte yer bırakmayacak şekilde bir ibare bulunmadığı, senedin arka yüzünde yer alan ibarelerin senedin kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği, kaldı ki borçlu asilin duruşmada "alacaklı tarafa 5.000 TL borcu olduğuna" dair kabul beyanında bulunduğu ve İİK. mad. 170/a-son uyarınca artık takibe dayanak bononun kambiyo senedi vasfında olup olmadığı hususunun tartışılamayacağı- Teminat iddiasının İİK. mad. 169/a kapsamında borca itiraz hükümleri çerçevesinde incelenmesi gerektiği- Borçlu tarafça sunulan sözleşmede takibe konu senede açık atıf bulunmadığı ve bu nedenle borca itirazın ispatlanamadığı-
İmzaların aval veren sıfatıyla sorumluluk doğurması için, senet metni içine dahil olmasının zorunlu olduğu- Senet metni dışına atılmış imzaların aval şerhi sayılmayacağı, aval şerhinin, mutlaka poliçe, bono veya alonj üzerine yazılması gerektiği-
Takip dayanağı senedin, teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği- Alacaklı bankanın icra mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde takibe konu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığının kabul edildiği anlaşıldığından takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-