“Kazandırıcı zamanaşımı zilyedliğine” dayalı tescil isteminin, aynı zamanda “imar ve ihya nedeniyle” tescil istemini de içerdiği - İmar ve ihya yoluyla elde edilen yerlerin imar plânı dışında bulunmadıkça, zil-yedlikle mülk edinilemeyeceği-
Kat malikleri kurulunca verilen kararlara uymayan veya borç ve yükümlülükleri yerine getirmeyen kat malikleri yüzünden zarar gören kat maliklerinin, sulh hakimine başvurarak müdahale talep edebilecekleri-
Tapu Sicilindeki yanlışlıklardan doğan davaların, bunları tutmakla görevli ve sorumlu Tapu Sicil Muhafızlıklarına yöneltileceği, davanın tapuda murise ait isim ve soyisim düzeltilmesi isteminden ibaret olduğu, davacı vekili tarafından Tapu Sicil Müdürlüğü davalı gösterilmek suretiyle yeniden dava dilekçesi düzenlenerek Tapu Sicil Müdürlüğüne tebliğ edildiği ve bu şekilde yargılamaya devamla hüküm verildiği, davaya devam edilerek hükme varılmasının doğru olacağı-
Davanın kazandırıcı zamanaşımı hukuksal nedenine dayalı tescil isteğine ilişkin olduğu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil isteminin aynı zamanda imar ve ihya nedeniyle tescil talebini de içereceği-
Çekişmeli taşınmazın dayanak tapu kaydına istinaden kadastroca davacı adına tespit edildiği ve tutanağın kesinleştiği, daha sonra ise Hazinenin isteği üzerine şerh konulduğu, ne var ki, taşınmazın evveliyatının orman olup olmadığı ormansa hangi tarihte ve hangi yasaya göre çıkarıldığı araştırılmadığı gibi davacının parseline dayanak yapılan tapu kaydının da uygulanmadığı, bu durumda dava konusu olayda araştırma yapılıp gerekli belgelerin getirtilmesi, orman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılması, davacının parseline dayanak yapılan tapu kaydının uygulanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın makilik olarak tefrik edildiği yıldan itibaren kadastro tespitinin yapıldığı yıla kadar 20 yıllık zilyetlikle mülk edinme süresinin dolmadığı, gerekli koşulların oluşmaması nedeniyle tapu iptal ve tescil davasının kabulüne karar verilmesinin gerekeceği-
Zilyet olunan taşınmaza elatmanın önlenmesi istemine ilişkin davada; davacı davalıya sadece yol yeri sattığını, davalı ise taşınmazın tamamının satıldığını savunduklarına göre; alıcı davalının taşınmazın tamamının satıldığını ve aldığını, yazılı belge ile ya da inandırıcı tanık sözleri ile isbat etmesi gerekeceği-
Muris muvazaası nedeniyle ikame edilen iptal davalarında, murisin gerçek irade ve amacının duraksamaya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılmasının gerekeceği, gizlenen amaç ve iradenin tespiti zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılmasının gerekeceği, bu nedenle ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile gerçek bedel arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgular üzerinde durulmasının gerekeceği, somut olayda, murisin bankada parası olup faiziyle geçindiğinin, ölen oğlundan emekli maaşı aldığının, paraya ihtiyacı olmadığının sabit olduğu, davalının, murise ödeme yaptığına ilişkin belge ibraz ettiği, bu belgenin muvazaa olmadığını kanıtlamayacağı gibi üçüncü şahsa karşı bağlayıcılığının da olmayacağı, aksine bu belgelerin işlemin muvazaalı yapıldığının kanıtı olacağı-
Miras bırakanın sağlığında, malvarlığının tamamını veya bir kısmını, mirasçıları arasında hoşgörü ile karşılanabilecek makul ölçüler içerisinde paylaştırmış olması halinde, mirasçılarından mal kaçırma ira-desiyle (amacıyla) hareket etmiş sayılmayacağı - Ölünceye kadar bakma nedenine dayalı temliklerde de 1.4.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçt. Bir. K.’nın yorum yoluyla (kıyasen) uygulanabilip, uygulanamayacağı-
Dava satışı izleyen bir ay içinde açıldığından, davaya kadar geçen süre içerisinde objektif nedenlerle vukubulan değer artışlarının araştırılmasına gerek olmayacağı, bu itibarla tapudaki miktarı kapsar şekilde şufa bedelinin depo edildiği de nazara alınıp, o miktarda hakkın tanınmasına karar vermek gerekirken, fazla bedelin yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddinin isabetsiz olacağı-